gerrard etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gerrard etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Haziran 2009 Perşembe

Beni de Al Florentino Perez!

"Maçların saha dışında kazanıldığını öğrendim" demişti büyük futbol adamlarından biri. Florentino Perez de aslında bu ekolu takip ediyor. En büyük rakibi Barcelona FC'nin geçirdiği rüya gibi bir sezonda elde ettiği büyük psikolojik üstünlüğü, transfer sezonunda kırıp 2009-2010'a enkazı kaldırmış olarak girmek istiyor Los Galacticos'un yönetmeni. Ben Real Madrid taraftarı olsam, algıda seçiciliğin de etkisiyle Barnebau'da yediğim 6 golü çoktan unutmuş Kaka forması mı Ronaldo forması mı alsam diye düşünüyor olurdum.

Florentino Perez'in aldığı oyuncular, kendileri ve Manchester City hariç başka hiç bir takımın transfer teklifi götüremeyeceği oyuncular. City'de de Real'deki kadar futbol kültürü olmadığından aslında rakipsizler. Perez'in aştığı engeller daha farklı. Bir kere ekonomik kriz engelini aşıyor. Bunu nasıl yaptığını henüz çözebilmiş değilim, yapabildiğim en mantıklı açıklama bir kümes altın yumurtlayan tavuğu olduğu. Diğer engeller Berlusconi, Kaka'nın takımına olan bağlılığı, Sir Alex vs.

Barcelona için Ibrahimoviç'e karşılık Eto'o artı 30 milyon euro (gibi aslında saçma bir fiyat) pazarlıkları ara ara devam ederken, Madrid için Kaka ve C. Ronaldo tamamdır. Sırada kimler var diye soruyor insan. Ribery ismi geçiyor, David Villa keza. Anlamadığım böyle ofansif bir takıma bir kaç yıldız defans da alınması gerekmez mi? Mesela Rio Ferdinand'ı da al hazır ManU'ya el atmışken. Hatta Carragher'ı fln da almalı ki bayrak adam konseptini iyice delsin. Son olarak bir de Gerrard-Terry ikilisini alırsa La Liga dünyanın en iyi ligi olur, böylece ligin değeri artar, oradan yüksek olan TV gelirleri bir sıçrama daha yapar ve Florentino Perez de böylece parasını çıkarmış olur.

Bir ricam var yalnız, bunları yaparken şu fakir ama gururlu kulunu da unutmasın, süper yedeğin yedeği olurum ben de.

2 Nisan 2009 Perşembe

Hersey Sirayla


Formula 1'de yine bombalar patladi, Hamilton'in Avustralya'daki ucunculugu iptal edildi (yaristan da ihrac edildi), Trulli ucuncu, Vettel gorusme odasinda vs... Ama ilk once bu aralar kendimle yasadigim "niye futbol yazmiyorum" muhakemesini sizinle de paylasayim.

Turkcell Super Lig, puan durumu maabinda cok zevkli olsa da sahadaki futbol ayni seviyeye ulasamiyor. Elim gitmiyor yazmaya. En son Galatasaray - Eskisehirspor macina gittim. Ne GS takimi ne de GS seyircisi galibiyeti hakketmemisti zaten. Es-es, takir takir oynuyordu; tam Saporta'ya "Adamlar bari atsalar da kazansalar" dedigimden 5 saniye sonra Youla atti zaten. 

Lige milli ara verdik, artik hepimiz amansiz'iz. Ama onun nesini yazayim ki? Taktiksizligin taktik oldugu, butun maci son dakika golu nasilsa cepte seklinde oynayan, Ibrahim Uzulmez'den daha iyi bir sol bek bulamayan milli takim hakkinda ne yazayim ki Ispanya karsisina umutla cikayim. 

Bir de su dikkatimi cekti, Ispanya golu yedi, her tarafi ofsayt kokan bi pozisyondu. Versen de olur vermesen de. Hakem vermedi, Tuncay dondu Semih vurdu ve gol oldu. Sen ki cok onemli bir macta, Avrupa'nin atesli deplasmanlarindan birinde ofsayt olmasi 50-50 bi pozisyondan gol yiyip geri dusuyorsun ama hakeme adam gibi itiraz etmiyorsun. Olacak is mi? Ayip olmasin diye Pique bi "heeeyyy heeeyyyy" diye bagirdi ama o kadar. Bizim basimiza gelse sortlari indirir hakemin pesinden kosariz sahada.

Dun aksamki macta bir ara Ispanya, o kadar o guzel ve net oynuyordu ki skor olarak onde oldugumuza uzuldum. Simdi Ispanya kazandi diye mutlu degilim ama sasirmis da degilim. Belki tam milli takimin sicrayacagi ortam var su anda (yumurtanin dayanmasi, sansin sifira inmesi, kotu zamanlar vs), ama ben o sicramanin isigini gormuyorum kimsede. 

Eh Turk futbolu, bu kadar elde kaliyorsa (ve ben Avrupa futbolunu bazi diger futblogger'lar kadar iyi takip etmiyorum, isi onlara birakiyorum) benim de elim gitmiyor ve futbol hakkinda pek yazmiyorum. 

Ama oynu seviyorum, bir gun geri gelicem balcik tarlalarina, patates sahalara...

12 Mart 2009 Perşembe

English or Not?

Dun geceki maclarla beraber 4 Ingiliz takimi da Sampiyonlar Ligi'ne devam ediyor. Ingiliz olmayan 4 takim kaldi; Barcelona, Bayern, Porto, Villareal. 

Ingiliz olmayanlara teker teker bakalim, aralarinda hangisi Sampiyonlar Ligi'ni alabilir? Villareal ile Porto benim en az sans verdiklerim. Hatta bir adim daha ileri gideyim, eger bu takimlara minimal bile bir sans veriyorsam bu tamamen futbolun belirsizliginden; yoksa bu takimlarin Villareal ve Porto olmasindan degil. 

Bayern Munich? Bu seviyede cok kere oynamis, bol tecrubesi olan Alman Panzerleri, Sporting'i cok fena dagittilar. Hem de Toni ve Ribery'siz. 12-1'lik bir tur zaferinden sonra onlarin CL sampiyonlugu icin ustunu cizmek zor. Ben de zoru basarmiyorum, gercekten sanslari var. Ne kadar? Kanimca cok degil, ama realistik. 

Ingiliz olmayan 4 takim arasinda Sampiyonlar Ligi'ni almasi en olasi takim Barcelona. Hatta bazilarinin gozunde Ingiliz takimlarindan bile yuksek sansi. Deli bir gol makinesi gibi oynayan Pep'in Aslanlari, yine de aslinda oyunculara bagli. Messi olmayinca tekliyor bu makine mesela. Veya Iniesta, Xavi... Ama bu oyuncularin devamliligi saglanirsa bir sikinti duymaz. Dani Alves acik acik soylemis dun aksamki mactan sonra: "Eger boyle oynamaya devam edersek kim nasil durduracak bizi bilmiyorum!" Iddiali...

Ingilizler arasinda en az sans verdigim Arsenal (Ali Okanci'dan ozur diliyorum). Kuraya gore yari finale cikabilirler ama Roma'yi penaltilarla eleyen Gunners'in finali gormesi, hele de CL'yi almasi zor. Yine de "coluk cocuk" ile buralara gelen ve bu oynu oynayan takim, en buyuk takdiri hakkediyor. 

Chelsea'ye antipatim var acikcasi, ama gecen sene penaltiyi kacirinca John Terry icin icim parcalanmadi degil. Yine de Blues'un onunde bir de Liverpool var. Anfield'cilar daha iyi oynuyorlar ama onlarda da istikrar sikintisi var. Bir gun dokturuyorlar, bir gun dokuluyorlar. Onlar da aslinda Gerrard'in eline fazlasiyla bakiyor. Bir nevi Ingiliz Barcelona.

Manchester United ise hem istikrari hem takim butunlugu hem de oynadiklari oyun ile finale en yakin ve en hazir isim aslinda. Son sampiyon bakalim sifatini koruyabilecek mi?

Kuralar cekilsin burada hemen iddialasma, tahminler, umutlar girla devam eder. 

11 Mart 2009 Çarşamba