prodrive etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
prodrive etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2009 Cuma

Seneye F1 Olmayacak

1 ay önce bu başlığı atarken bugünleri düşünmemiştim. FOTA (Formula One Teams Association, yani şu an yarışan 10 takım), dün akşam yaptıkları toplantıda FIA'nın şartlarını kabul etmeyeceklerini ve seneye yeni bir seri başlatmaya karar verdiklerini açıkladılar.

Farkındaysanız bir süredir Formula 1 yazmıyordum, hakkaten içimden gelmiyordu. Çok fazla politika ve pist dışı savaş vardı. Pistte de hep Button kazanınca, çok sevdiğim sporun tadı kaçmıştı. Ayrıca hep takımların ayrılıp kendi serilerini oluşturacakları tehditi de vardı ama Mustafa Taha ile de kendi aramızda konuştuğumuz gibi bunların çok büyük blöfler olduğunu ve birşey olmayacağını düşünüyorduk. Demek ki kendimizi teselli ediyormuşuz. Seneye cidden şu an yarışan takımların çoğu ayrılıp kendi serilerini kuracaklar.

Bu ne demek? Ferrarisiz, Mclarensiz, BMWsiz bir F1 demek. FIA, koşulsuz başvuru yapan Williams ve Force India'nın yanına yeni takımlar ekleyecek ve Formula 1 dediğimiz spor bundan ibaret olacak. Aslında bundan sonrası bir finansal savaş. FIA, Formula 1'in marka değerini korumaya çalışacak. Büyük takımlar olmadan bunu nasıl başaracağı bir soru işareti ama. Bunun yanında FOTA'nın kuracağı yeni seri ile F1 arasında ciddi bir "yeni takımları çekme" savaşı yaşanacak. FIA, 15 yeni takımın kendilerine başvurduğunu belirtmişti. Yani ortada potansiyel var. Mesela burada David Richards'ın Prodrive'ını (ve arkasındaki Aston Martin desteğini) kimin alacağını merak ediyorum. Bunun yanında Lotus ve Lamborghini de denklemde olabilir. Eğer bunları yeni seri kaparsa, çok ciddi bir imaj yaratmış olacaklar. Şu anki pilotların çoğunun da takımları ile devam edip F1'den ayrılacaklarını açıklamaları da cabası.


Peki işin finansal boyutu? Takımlar zaten yıllardır F1 yayın hakları sahibi Bernie Ecclestone ile savaş halindeydi. Yarışanın kendileri olduğunu, bu yüzden daha çok pay ve gelir istediklerini söylüyorlardı. Hatta bir kaç sene önce yenilenen Concorde Anlaşmasından önce de çok ciddi tartışmalar yaşanmıştı. Takımların kendi oluşturacağı seride, gelir paylaşımına kendileri karar verecektir. Kurallara da kendileri karar verecekler. Onların önünde de çok ciddi bir iş var: Pistlerle anlaşmaları, takvim belirlemeler, kural kitabı yazmaları, TVlerle yayın anlaşmaları yapmaları lazım en basitinden. Ve bunlar geri atılamaz adımlar. Pistlerle anlaşmak çok zor olmaz, her pist sahibi daha çok yarış görmek ister. Kural kitabı yazmak da, bu işin piri adamlar için imkansız değil. Ama en zoru TV anlaşmaları olacaktır. Kanallar, an itibariyle zaten F1'e çok ciddi bir para akışı sağlıyorlar ve anlaşmaları da tek yıllık değil. Bir yandan da yeni seri de eminim az bir fiyat çekmeyecektir yayın hakları için ve özellikle mali krizin pençesindeki TV kanalları ikinci bir serinin haklarını almaya yanaşmayabilirler. Başka bir kanal alır yeni serinin haklarını, TRT Formula 1 verirken, örneğin CNN de yeni seriyi verebilir. Burada da olan TRT'ye olur maalesef. Peki F1 Racing ne olacak?

Aslında akla gelen çok soru var ama detayların kesinleşmesini bekleyip yazmak lazım. Motorsporları adına çok tarihi bir çatalı yaşıyoruz bugünlerde.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Wurz Salladı: Ya Tutarsa?

Seneye F1'de hangi takımların olacağı hangilerinin olmayacağı, pistteki aksiyondan daha çok konuşuluyor. Zaten pistte nolacağı belli, Brawn GP ve Button, Ferrari'nin 2004'te yaptığının bir benzeri yapacak belli ki (O sene Ferrari, 18 yarışın 14ünü dalga geçer gibi kazanmıştı). Bu konu sonranın konusu, fazla derinlere açılmayalım.

Toyota'dan kesinlikle Formula 1'de kalacaklarına dair açıklama geldi haftanın sonuna doğru. Iyi haber, sevindirici. Toyota'nın kaybı Formula 1'i zor durumda bırakabilirdi. Yine de hala FOTA takımlarının kesinlik kazanmayan durumu var. Ona şurada değinmiştik. 

Bugün ajanslara düşen haber ise biraz mizah tadında. 2007'de yarışları bırakan Alexander Wurz, seneye F1'de Superfund adında bir takım kurmaya niyetli. Arkasında da kendisi gibi Avusturyalı olan işadamı Christian Baha'nın şirketi Superfund tarafından finanse edilecek takım, gerekli personeli işe almak için FIA'dan onayın çıkmasını bekliyor. 

Her ne kadar bir takımın daha, ki Alex Wurz gibi tanıdık ve sevilen bir yüzün liderliğinde, F1'de olmak istemesi güzel olsa da bana biraz rüya gibi geldi bu deneme. Lola gibi geçmiş deneyimi olan bir aday, Prodrive gibi başında eski F1 takım patronlarından olan dünyanın en önemli motorspor atölyelerinden biri bir aday ve USF1 gibi çoktan işe adam almış ve önemli marketing aktiviteleri yapmış bir başka aday varken Superfund takımı istekten çok iyi niyet gibi duruyor. Ancak FOTA takımları başvurmaz ise onlara yer açılabilirmiş gibi geliyor. Ah be Wurz, sen gittin yerine Nakajima geldi. Yapılacak iş miydi seninki de?

Yine de bazen Vettel'e sıralamalarda hafif depo gerekmesi gibi doğru tahminlerim olsa da, ilk günlerinde Brawn GP'ye iyi bir orta sınıf takımı payesi biçmiştim. Tahminler tu kaka, ne olacağı belli olmaz, yazdıklarım kişisel görüş, sakın evde denemeyin. 

29 Mayıs 2009 Cuma

F1'in Geleceği

Bir süredir bu blogda bahsediyordum, F1'in geleceği tehlikede diye. FIA, seneye takımlara mecburi olmayan 40 Milyon Sterlinlik bir bütçe kısıtlaması getirecekti. Buna uyanlara daha geniş teknik özgürlükler verip iki farklı kural seti oluşturacaktı. Başta Ferrari olmak üzere takımlar da genel olarak karşı çıktılar buna. Bugün ise 2010 sezonu için başvuruların son günüydü. Yani bugünü ıskalayan, seneye kuvvetle muhtemel yarışmayacaktı.

Formula One Teams Association (FOTA), yani bütün F1 takımları, bir pakt kurup beraber karar hareket etme kararı alsa da Williams, 2 gün önce tek başına davranarak başvuru yaptı. Bu yüzden de FOTA'dan bir süreliğine ihraç edildiler. Bu noktaya dönücez ama şimdilik konudan çok dağılmayalım. O sırada, başvuran 3. takım oldu Frank Williams'ın ekibi, USF1 ve Campos Racing'in ardından. Bugün geri kalan 9 takım da şartlı başvuru yaptı 2010 senesi için. Bunların yanında Prodrive ve Lola da Hamdi Bey'in teklifine "varım" dedi. Bu sırada FOTA takımları da seneye spora yeni katılacak takımlara teknik danışmanlık yardımı yapmayı kabul etti.

Peki artık herhangi bir sıkıntı var mı F1'in geleceği hakkında? Var aslında. FOTA takımları şartlı girdi işe demiştik. Şartları da tek kural seti ile yarışılacak olması ve 2010 sezonunda yarışacak takımların açıklanacağı 12 Haziran'a kadar yeni bir Concorde Anlaşması. FIA da takımlara, yaptıkları uzlaşmanın ödülü olarak kademeli bütçe indirimi kartını kullandı. Yani seneye 100 milyon Sterlin gibi bir rakamda anlaşıp, bir sonraki sene 40 Milyon'a düşmenin makul olabileceğini açıkladılar. 

Williams'a döneceğiz demiştik. Williams'ın FIA'ya bu kadar kolay boyun eğmesinin sebebinin ardında eskisi kadar başarılı olmamaları, bu sene sonunda ana sponsorları RBS'i kaybedecek olmaları ve başka çareleri olmadığı yatıyor. Işin maddi boyutu son derece önemli ve Williams da bu konuda çok garantili değil anladığım kadarınca. Yıldız pilotları Rosberg'in daha iyi bir takıma gitmesini bile açıkça konuşabiliyorlarsa durum pek iç açıcı değildir. Bir seçenek daha var ama anmak bile istemiyorum. 

Ama o seçenek için Toyota için çokça konuşuluyor. Honda'dan sonra Toyota'nın da spordan ayrılmak istediği zaten bilinen birşey. Bu sene kesin yarış kazanılacağına dair takım patronlarının şirket patronlarına sözler verdiğini söyleniyordu. Toyota Co.'nun açıklanan zarar rakamları ile birlikte artık yarış kazansalar bile seneye F1'de olmayacakları söyleniyor. Hem onlara hem de Trulli ve Sutil gibi iki yetenekli pilota yazık olur. Renault'nun da çekileceği söylentileri var ama o, henüz üstünde çok da konuşulan bir konu değil. 

Ama yerlerini dolduracak takımlar geliyor arkadan. 10 takımı 13 takıma çalışıyor FIA seneye. 3 takımlık yere de 4 aday var şu anda: USF1, Lola, Prodrive ve Campos. Toyota ayrılırsa, bu takımların arasında seçme olmaz; teknik yeterliliği olan gelir. 

Işte F1'in geleceği böyle böyle şekilleniyor. Biz pistlere dönelim, yaklaşan Türkiye GP'si hakkında yazalım biraz da bundan sonra.

21 Şubat 2009 Cumartesi

Geride Kalan Ikili

Bordeaux maçı arifesinde Formula 1'de yarışacak takımları konuşmuştuk. Tabi bir de yarışmayacak takımlar var. Kısaca bir bunlara da bakalım berabercenek...

Honda: Sezon sonrasında sürpriz bir şekilde Formula 1'den ayrılacağını açıkladı Honda, baya da ses getirdi. Hatta motorsporlarının bir kaç dalında aynı şeyi yapanlar oldu (Suzuki, Subaru da rallilerden çekildi). Iki tane yarışmaya hazır pilotu (Jenson Button ve Bruno Senna) ve hala arabayı geliştiren bir teknik ekibi olmasına rağmen henüz durumu kurtaracak bir patronları ve Avustralya'ya gidecek paraları yok. Bir haftadır Virgin Group Başkanı, deli milyoner Richard Branson'ın takımı satın alacağı dedikoduları dolaşıyor etrafta. Hatta artık bunlar dedikoduluktan çıktı; hem şirket yetkilileri hem de Bernie Ecclestone teklifi doğruladı. Bir başka olasılık ise takım yönetiminin takımı satın da alması. Ross Brawn'ın asıl istediği bu ama bir o kadar da gerçekleşmesi zor. Ayrıca yıllardır maalesef bir yere gelememiş bir takıma böyle bir ekonomik ortamda sahip olmak çok da akıl karı değil. Honda ise resti çekti, ay sonuna kadar takımı satın alan biri olmazsa onlar da takımı dağıtmaya karar verdiler. Çok ciddi kural değişiklikleri ardından hiçbir test yapılmamış bir arabanın gridde olması sadece Force India'nın işine yarar, sonunda geçebilecek bir rakip bulmuş olabilir.

USF1: Kanada GP'sinin takvimden çıkarılması ile Kuzey Amerika'yı NASCAR'la başbaşa bıraktık sanıyorduk, oysa hala gönüller birmiş. F1 duayenlerinden Peter Windsor'un başını çektiği bir grup 2010 sezonundan itibaren yarışlara katılacaklarını gayriresmi bir şekilde açıkladılar. Kuzey Carolina'da kurulacak olan takım, oradan yarışlara katılacak. Ilk pilot adayı olarak da daha önce adı Honda ile de anılan Danica Patrick ortaya çıktı. Modern zamanlarda hiç bir kadın pilot görmemiştik, gerçekten enteresan bir deneyim de olabilir. Scott Speed'in başarısız Toro Rosso deneyiminden sonra daha kabiliyetli bir pilot ile Amerika'nın ilgisi tekrar çekilebilir. Danica Patrick de kesinlikle bu ilgiyi uyandırabilir. Bu takımın geleceği hakkındaki resmi açıklamanın bu hafta içinde yapılması bekleniyor.

David Richards ve Prodrive: Geçen sene başında Formula 1'in direğinden döndü Prodrive. Yıllarca World Rally Championship'te Subaruları yarıştıran Prodrive atölyesi ve başlarında BAR tecrübesi bulunan David Richards ile iyi bir iş çıkaracaklarını, yarışlara renk katacaklarını düşünüyordum. Ama takımların başka bir takımdan bütün araba paketini satın alması yasaklanınca Prodrive'ın hayalleri de suya düştü. Richards'ın hayalleri yine de canlı, çünkü Formula 1'de masrafları düşürme trendi bir yandan da arabaları gittikçe birbirinin aynısı haline de getiriyor. Bakarsınız yakında yasaklar kalkar, David Richards parayı basar, aracını alır ve yarıştırır.

18 araçlık grid'i yakın bir tarihte çoğaltmaya en yakın takımlar da böyle. Gerçek hayatta başlarına ne geleceğini ise zaman gösterecek.