grid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
grid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Eylül 2009 Salı

F1'deki Yeni Takımlar

Orta vadede Formula 1'de hızlı bir takım giriş-çıkışı var. Jordan ve Minardi, Force India ve Toro Rosso olarak yollarına devam ediyorlar ve an itibariyle stabilite bulmuş gibiler. Ama bu sene açıklana kurallarla grid, seneye 13 takıma çıkıyor.

Ilk açıklandığında bu karar, 3 yeni takım demekti ve bu konuda da bol bol yazmıştık. BMW, yarışlardan çekildiğini açıklayınca 4. bir yeni takımın da pistlerde olacağı belliydi. Bugün itibariyle bu takım açıklanmış bulunuyor. Lotus.


Bu adı duyup heyecanlanan fanlar, dizginlerinizi tekrar ele alın çünkü bu Lotus, bildiğimiz Lotus değil. Aynı adı kullansa da Malezya hükümeti ile Malezyalı işadamlarının kurduğu bir şirket aslında seneye yarışacak olan. Belki gerçek Lotus'un fabrikalarının 50 km kadar yakınındalar ama aslen Toyota için hazırlanan ama sonra Bentley Le Mans ekibi tarafından kullanan fabrikada konuşlanacaklar. Ilk seneki hedefleri de yeni girişlerin en iyisi olmak.


Bu arada eskiden BMW olarak anılan, şu anda Peter Sauber'in başkanlığında yoluna devam etmeye çalışan takımdan da iki önemli haber var bugün. Ilki, Sauber'in tek başına, Lotus'un elde ettiği son grid yeri için çok ciddi bir dosya sunduğu ve FIA'nın ciddi etkilendiği. Hatta o kadar etkilenmişler ki daha önce gridde 13 takım görmek isteyen FIA, diğer takımlara danışıp bu sayıyı 14'e çıkarmaya çalışacak. Böylece yine Peter Sauber'i pit duvarında görebiliriz. Bu yolda bir güzel haber daha geldi, o da takıma bir alıcı bulunduğu. Peter Sauber'in takımı kurtarmak için aradığı alıcı, kendisi gibi Isviçreli olan Qadbak Vakfı. Edindiğim az bilgiden, önemli Avrupalı ve Orta Doğulu yatırımcıların yatırımlarını yönettiğini anladım.


Giderayak kafa karıştıralım. 13. takım olarak Lotus eklendikten sonra, Sauber'in eklemesiyle gridi yine 14 takım görme şansımız var. Ama Renault? Yeni bilgilerle çok enteresan olan bir dava olacak haftaya.Uzun bir yazısı geliyor.

9 Mart 2009 Pazartesi

"Brawn"sal Güçler


Honda'nın sezon sonunda ayrılması öyle bir etki yaratmıştı ki Formula 1 dünyasında, herkes şapkasını önüne koyup nasıl bütçelerde kesinti yapabiliriz diye düşünmeye başladı. Formula One Teams Association (FOTA), çok ciddi değişiklikler için FIA ile pazarlık yapıyor. Ama daha önce burada yazdığımızda akıbeti belli olmayan Honda'nın kaderi sonunda belli oldu. Ross Brawn ve Nick Fry takımı satın aldılar, yani cevabı gökte ararken yerde buldular. Onlar bundan böyle Brawn GP.

Henüz sponsorsuz renkleri beyaz, yeşil ve siyah. Mercedez-Benz motorları kullanacaklar. Bir yandan da takımın akıbeti belli olmasa da kış boyunca yeni aracın geliştirilmesine devam edildiği haberleri var, bu onların işlerini ne kadar kolaylaştırır bilinmez ama meyvelerini topluyor gibiler. Bugün itibari ile 10 takımın birden katıldığı, sezon başlangıcından önceki son testte ilk defa pite çıkan ve akranlarıyla boy ölçüşen takım, 4.lük gibi son derece beklenmedik başarıda bir iş çıkarmış. Test sezonunda kimin ne olduğu tam belli olmaz denir, yarışları görelim derler. Yarışlar başlar, Avustralya, Bahreyn, Malezya derken bu sefer de "Avrupa Sezonu" beklenir kimin ne olduğunu görmek için. Yani geride olanların, hayal kırıklıklarının hep bir sebebi vardır. Brawn GP, bunların arkasına sığınmadan çok güzel bir iş çıkarmış. 

Ross Brawn, zaten Ferrari yıllarında Michael Schumacher/Ferrari hanedanın en önemli taşlarından biriydi. Kendi adı altındaki takımda da çok iyi işler çıkaracağını düşünüyorum. Jenson Button'ın bu takımda olacağı kesindi; Bruno Senna gibi hem kanında Formula 1 olan hem de gelecek vaad eden bir genci seçmeyip yerine artık yolun sonuna yaklaşan Rubens Barrichello ile devam etmesi şu an için mantıklı gözükmese de aslında doğru bir seçim bence. Bir takım yeni kurulmuş ve sezonun başlamasına 20 gün kala ilk testini yapıyorsa, eldeki tecrübenin maksimuma çıkarılması çok önemlidir. Yani bir rookie'ye teknik feedback'in nasıl verileceğini öğretmek, takımın yapacaklarının listesinde olmamalı şu anda. 

Kafama takılan bir soru, Brawn'ın yıllarca beraber çalıştığı Ferrari'den değil de Mercedes'ten motor temin etmesi. Ferrari, Force India ile olan motor paylaşımını bitirmişken Brawn'a yardım elini uzatabilirdi. Kapılar ardında neler oluyor acaba?

Bu blogda Force India'nın grid'in dibine demir atmasına oluşabilecek tek engelin Honda'nın geri dönmesi demiştik. Bu kehanetin ne kadar tutacağını göreceğiz ama elimizdeki tek veri olan bugünkü Barcelona testini baz alırsak Brawn GP, orta sıraları zorlayabilecek bir görüntü sergiliyor; Force India'dan çok Toro Rosso seviyesindeler sanki. Yine de kendileri ile aynı motoru kullanan Hintlileri geçseler bile yetecek bir başarı bu sene için...

Sezonun başlamasına 20 gün kalması içimi kımıl kımıl ediyor şimdiden, Turkcell Süper Lig kadar heyecanlı...

21 Şubat 2009 Cumartesi

Geride Kalan Ikili

Bordeaux maçı arifesinde Formula 1'de yarışacak takımları konuşmuştuk. Tabi bir de yarışmayacak takımlar var. Kısaca bir bunlara da bakalım berabercenek...

Honda: Sezon sonrasında sürpriz bir şekilde Formula 1'den ayrılacağını açıkladı Honda, baya da ses getirdi. Hatta motorsporlarının bir kaç dalında aynı şeyi yapanlar oldu (Suzuki, Subaru da rallilerden çekildi). Iki tane yarışmaya hazır pilotu (Jenson Button ve Bruno Senna) ve hala arabayı geliştiren bir teknik ekibi olmasına rağmen henüz durumu kurtaracak bir patronları ve Avustralya'ya gidecek paraları yok. Bir haftadır Virgin Group Başkanı, deli milyoner Richard Branson'ın takımı satın alacağı dedikoduları dolaşıyor etrafta. Hatta artık bunlar dedikoduluktan çıktı; hem şirket yetkilileri hem de Bernie Ecclestone teklifi doğruladı. Bir başka olasılık ise takım yönetiminin takımı satın da alması. Ross Brawn'ın asıl istediği bu ama bir o kadar da gerçekleşmesi zor. Ayrıca yıllardır maalesef bir yere gelememiş bir takıma böyle bir ekonomik ortamda sahip olmak çok da akıl karı değil. Honda ise resti çekti, ay sonuna kadar takımı satın alan biri olmazsa onlar da takımı dağıtmaya karar verdiler. Çok ciddi kural değişiklikleri ardından hiçbir test yapılmamış bir arabanın gridde olması sadece Force India'nın işine yarar, sonunda geçebilecek bir rakip bulmuş olabilir.

USF1: Kanada GP'sinin takvimden çıkarılması ile Kuzey Amerika'yı NASCAR'la başbaşa bıraktık sanıyorduk, oysa hala gönüller birmiş. F1 duayenlerinden Peter Windsor'un başını çektiği bir grup 2010 sezonundan itibaren yarışlara katılacaklarını gayriresmi bir şekilde açıkladılar. Kuzey Carolina'da kurulacak olan takım, oradan yarışlara katılacak. Ilk pilot adayı olarak da daha önce adı Honda ile de anılan Danica Patrick ortaya çıktı. Modern zamanlarda hiç bir kadın pilot görmemiştik, gerçekten enteresan bir deneyim de olabilir. Scott Speed'in başarısız Toro Rosso deneyiminden sonra daha kabiliyetli bir pilot ile Amerika'nın ilgisi tekrar çekilebilir. Danica Patrick de kesinlikle bu ilgiyi uyandırabilir. Bu takımın geleceği hakkındaki resmi açıklamanın bu hafta içinde yapılması bekleniyor.

David Richards ve Prodrive: Geçen sene başında Formula 1'in direğinden döndü Prodrive. Yıllarca World Rally Championship'te Subaruları yarıştıran Prodrive atölyesi ve başlarında BAR tecrübesi bulunan David Richards ile iyi bir iş çıkaracaklarını, yarışlara renk katacaklarını düşünüyordum. Ama takımların başka bir takımdan bütün araba paketini satın alması yasaklanınca Prodrive'ın hayalleri de suya düştü. Richards'ın hayalleri yine de canlı, çünkü Formula 1'de masrafları düşürme trendi bir yandan da arabaları gittikçe birbirinin aynısı haline de getiriyor. Bakarsınız yakında yasaklar kalkar, David Richards parayı basar, aracını alır ve yarıştırır.

18 araçlık grid'i yakın bir tarihte çoğaltmaya en yakın takımlar da böyle. Gerçek hayatta başlarına ne geleceğini ise zaman gösterecek.