kers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Temmuz 2009 Çarşamba

BMW, F1'den Çekildi

Günün bomba haberi Almanya'dan geldi. Otomotiv devi BMW, Formula 1 yarışlarından çekileceğini açıkladı.

Eminim önümüzdeki günlerde kararla ilgili gerekçeler, daha ayrıntılı sebepler açıklanır ama şimdilik firmanın, motorsporları aktivitelerini tekrar elden geçireceği ve sürdürülebilir/çevreci teknolojileri yol araçlarına uygulamayı ön plana koyacağını açıkladılar. Yani Formula 1, artık BMW için öncelikli bir reklam yeri değil.

Yarışmak için satan Ferrari hariç bütün takımlar satmak için yarışır. Yani bir yandan Formula 1'de bulup test ettikleri teknolojilerini yaptıkları arabalara yansıtırlar, öbür yandan da firmalar için reklam/vitrin olur F1. BMW gibi dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden birinin, kendi hedefleri için F1 yeteri kadar önemli görmemesi demek, sporun geleceğinin temelinin sarsılması demek aslında.

En başta BMW, geçen sene çekilen Honda gibi başarısız bir takım değil. Sauber'i aldıktan sonra her sene ciddi ilerleme kaydettiler. Tek başarısız sezonları bu sezon, çünkü büyük kural değişiklikleri ile herkes kendine bir yol seçti. BMW, KERS'e önem vermeyi seçti ve maalesef yanlış ata oynamış oldu. Brawn, diffuser'a para yatırdı ve kazandı. Ama seneye takımların birbirine yaklaşacağı aşikar. Yani BMW için ufukta başarı çizgisi hala uzak değildi. Yani takım, başarılı bir reklam mecrası olmasına rağmen kapatılıyor.

Bu kararda eminim Formula 1'deki politik oyunların spora zarar vermesi ve yaşanılan ekonomik krizin de etkisi vardır. Ama BMW'nin de dahil olduğu FOTA takımları daha bir kaç hafta önce kendilerini uzun vadede F1'e bağlayacak bir Concorde Anlaşmasını imzalamayı kabul etmişlerdi. Kafa karıştırıcı.

Bir yandan da yarış takviminin getirdiği bazı sıkıntılar var. Otomotiv sektörünün en büyük pazarları ABD, Almanya ve Ingiltere. ABD'de artık yarış yok. Bu sene Kanada'nın da takvimden kalkmasıyla Kuzey Amerika, tamamen kapsama alanı dışında kaldı. Ingiltere GP'sinin kaderi çok ciddi belirsizlik içinde. Yarışlar Silverstone'dan alındı, Donington'a verildi ama onların da bu işin üstesinden kalkabilecekleri şüpheli. Almanya'da da Nurburgring ile Hockenheim arasında paslaşılıyordu yarışlar. Şu anda iki pistin de geleceği sıkıntılı, finansman konularında özellikle. Yani Formula 1, en önemli 3 pazarına uğramayabilir. Bu da çok net bir şekilde reklam gücünü düşürür takımların.

Peki bu ve bunun gibi sebeplerle BMW, F1'den çekildi. Dikkat edilmesi gereken nokta, yukarıda saydıklarımın çoğu (veya bazen hepsi) diğer takımlar için de geçerli. Yani BMW'nin sebeplerinin aynısıyla Mercedes de, Toyota da, Renault da ayrılabilir spordan. Ferrari'nin gönül bağı ve politik gücü yüzünden kopması daha zor olsa da, diğer üreticiler ayrıldıktan sonra onların kalmasının ne alemi var ki?

Kısacası Honda'nın ayrılması Formula 1'in finansal işletimi konusunda sıkıntılar ortaya koysa da BMW'nin spordan kopması, bütün temeli sarsan bir olay. Çanlar çok ciddi bir şekilde çalıyor, herkes için.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Direksiyondaki Düğmeler

"We do have a button as well on the steering wheel but nothing happens if we press it, so for sure it's a shame"

Vettel, startta KERS'li araçların avantajlarından bahsederken

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Sürprizlerle Dolu Monaco

En başta 100 post indirmişiz, bu da 101. Okuyan seven herkese hayırlı uğurlu olsun, teşekkürler.

Gelelim asıl olaya. Tatilde ve bilgisayarsız olduğumdan sıralama turları hakkında yazamadım, onu da hemen buraya iliştireyim. En büyük sürpriz Ferrari oldu benim için, bu derece bir performans açıkçası hiç beklemiyordum. Neyse ki Christian Horner gibi havuza atılan kişi olmadım ama yazdıklarımın tersi çıktı. En azından bu noktada. Red Bull ise, tahminlerimize uygun olarak, Vettel'i pol pozisyon için hafif yolladı piste. Ama Kamikaze Nakajima, Vettel'in bütün planlarını cumartesiden rezil etti. Üstüne bir kötü çıkış, bir Ste Devote spini derken zaten bekleneni veremedi genç Alman. 

Aslında haftasonu, Q1 ile bomba gibi bir başlangıç yaptı. 2 Toyota, 2 BMW ve Hamilton'ın elendiği bir Q1 bir daha görür müyüz bilmiyorum. Ama kesinlikle Toro Rosso ve Force India'ya yaradı bu durum. Buemi, 11. cepten kalkmayı hakkederek aslında beni heyecanlandırmıştı. Ama Piquet'nin aracını kepçelemesiyle biten olay ile yarış dışı kaldı. Hayal kırıklığı. 

Gelelim öndeki mücadeleye. Sürprizlerin takımı Ferrari, 2 ve 5'ten start alacaktı ve Raikkonen'den çok agresif bir start bekliyordum açıkçası. Button'a karşı hem hafif bir ağırlık hem de KERS avantajı varken Ste Devote'de ciddi bir çekişme, belki de bir çarpışma, ardından bir zincirleme kaza, Güvenlik Aracı, hatta ikinci bir start bile bekliyordum. Ama Kimi o kadar kötü bir çıkış yaptı ki, Button'ı zorlamayı bırak daha da ağır ve KERSsiz Barrichello'ya bile geçildi. Aslında zaten o anda kazanmıştı yarışı Button. Barrichello, arkadakilerin temposunu ayarlarken Button bastı gitti ve bi daha da arkasına bakmadı. 

Bir sürpriz de genel anlamda oldu. Geniş ön kanatlar, yakın giden takımlar derken kazalar ve Güvenlik Aracı periyotları bekliyordum ama hiçbiri gerçekleşmedi. Yarış genel olarak Schumacher yıllarındaki pist üstü heyecandan çok pit stop stratejilerinin getirdiği heyecanların yaşandığı yarışlara benzedi. Massa, Webber ve Rosberg'in taktik savaşları özellikle görülmeye değerdi. Taktik dehası Ross Brawn'un Barrichello'yu Raikkonen'in önünde tutma çabası da ayrıca takdire şayandı. Sonuçta Ferrari, Brawn'ın arkasından ikinci takım olarak çıkmayı başardı Prenslikten. Acaba bu yukarıya taşınan performans kalıcı olabilecek mi Italyan takım için?

Bunun dışında not edilmesi gereken iki durum daha var aslında. Birincisi Fisichella, Bourdais'in hemen ardından 9. oldu. Force India, ikinci senesinde de Monaco'dan puan çıkarmaya çok yaklaşıp başarısız oldu. Hintliler, hala tarihlerinin ilk puanını bekliyorlar. Mallya, 2010 Hindistan GP'sini kazanma planını revize etmesi lazım sanki. 

Öbürü de Monaco GP'sini kazanmanın verdiği mutlulukla Button'ın aracını yanlış yere parketmesi. Ve sonra seremoni yapılacak yere kadar koşması. Eminim oraya aracıyla gitse bu kadar keyif alamazdı, herkesle yakın kontak içinde, atlaya zıplaya gitti. Bütün o atmosferi teneffüs etti. Bu arada katılacağı Londra Triathlon'una da antreman yapmış oldu.

Monaco ile ilgili daha yazılarımız olacaktır ama iki hafta sonra sıra bize geliyor. Türkiye GP'si kapıya dayandı. Aynı zamanda Serhan Acar'ın da müjdelediği gibi F1 Racing Türkiye tekrar yayın hayatına başlıyor. Magic is in the air!

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Monaco: Yılın "O" Vakti

Le Mans ve Indianapolis 500 yarışı ile birlikte motorsporları dünyasının 3 yıldızından biridir Monaco GP'si. Hatta belki diğer ikisinden de burun farkı ile öndedir. Hatta bu öyle bir prestij ki güvenlik önlemlerini herşeyin önüne koyan Formula 1'de, minimum güvenlik önlemi ile takvimde bulunan tek pist. Bunun yanına yatlar, katlar, kızlar, casinolar ve VIP'leri ekleyelim, oldu size efsane bir yarış. 

Bir yandan da beklenmedik sonuçları ile her zaman göze çarpmıştır Monaco GP'si. Kendi adıma Cine5 zamanlarında Olivier Panis'in kazandığı (ve zaten 3-5 aracın bitirebildiği) yarış bu konuda lider. Yine Trulli'nin tek yarış galibiyetinin de burada gelmesi var. Yine de Belçika Spa-Francorchamps pistiyle beraber en "drivers' circuit" burasıdır, yani adamlarla çocukların birbirinden ayrıldığı yer. Istatistikler de bunu doğruluyor: 6 galibiyet Senna, 5 galibiyet Schumacher ve Graham Hill. 

2009'a gelecek olursak... Sezon başından beri en güçlü takım değişmedi. Özellikle en başarılı çift katlı diffuser tasarımı ile diğer takımlardan çok daha fazla downforce yaratmaları, bu yarışta onlara çok ciddi avantaj sağlayacaktır. Bir tek avantaj kaybetme ihtimalleri var: Araçları dolu depo ile daha dengeli, boş depoda ise istenilen dengeyi yakalayamıyor. Bu da Monaco'nun hiper-önemli sıralama turlarında onları sıkıntıya sokabilir. Onları durdurmanın tek yolu da aslında sıralama turlarından geçiyor. Eğer polü kaparlarsa galibiyet işten değil.

Brawn'un en büyük rakibi Red Bull şimdilik. Yalnız Sebastian Vettel'i ağır depo ile sıralama turlarına yollama taktiklerini değiştirmeleri gerekecek gibi duruyor. Bunun yanında Toyota'nın da sezon başındaki formuna yaklaşacağını düşünüyorum. Zaten sıralama turlarında çok kötü değiller, bu sefer pistin doğasından dolayı yarış içindeki düşüşleri çok hızlı olmaz. 

Bir de KERSliler var. Ferrari, anlamadığım şekilde çok iddialı. Ilk önce Domenicali, sonra Kimi şimdi de Massa, bu yarışın sezon için dönüm olacağını iddia ediyorlar. Son senelerde Ferrari'nin Monaco performansı gerçekten çok düşükken bunu demeleri enteresan. Ama nolur belli olmaz, Coulthard da Red Bull'un ilk podyumunu alarak iddialaştığı Christian Horner'ı havuza göndermiştir 2006'da. Mclaren, Ferrari, BMW ve Renault bu sistemi kullanmaktan vazgeçebilirler, keza çok virajlı pistte KERS'i kullanabilecekleri kadar uzun bir tek düzlük var. O da tünel. Öbür yandan da KERS sisteminin ağırlığı ile mecburi daha dengesiz kalabilir araçlar. Göreceğiz. 

Bir başka nokta daha var. Bu sene araçların boyutları, özellikle de ön kanat boyutları değişti ve pilotlar da buna henüz alışamadı. Zaten çok kaza ve güvenlik aracı gördüğümüz Monaco GP'sinde bu sene de banko görürüz bunları. Takım patronu olsam taktiğimi bunun üstüne kurabilirim, o derece. 

Pazartesiye kadar bloga kuvvetle muhtemel hiçbirşey yazamayacağım, ama haftaya Monaco GP'sinin yorumları ve bir sonraki yarış olan Türkiye GP'sinin tahminleri ile karşınızda olucam. Son bir hatırlatma olarak, gelenek icabı Monaco GP'sinin ilk antreman turları perşembe yapılıyor ve cuma boş geçiliyor. Meraklısına duyurulur.

12 Mayıs 2009 Salı

Massa vs Benzin-Gate


Ferrari bu sene belli ki çok sorunlu; yazmaya başladık, bir post doldu taştı, ikinciyi yazmak zorunda kaldık. Ama hala yeni sorunlar ortaya çıkıyor. 

Ispanya GP'sinin son turlarında yaşanan "benzin-gate", aslında incelenesi bir durum. Ferrari, şampiyon olduğu yıllarda bile dayanıklılık sorunları yaşamıştı. Ama hızıyla arayı kapıyor, yine başa güreşiyordu. Bu sene hız çok açıkça yok. Dayanıklılık yine yerlerde. KERS sistemini kullanan ender takımlardanlar ama performansa yardım etse de dayanıklılıktan götürüyor. Çift difüzör çözümü daha oturmuş değil. Bir de şimdi benzin sorunu eklendi. 

Sıralama turlarından Felipe Massa 4. olmuş ve küçük çaplı bir sürpriz yapmıştı. Bir de benzin yüklerinde önündekilerden daha ağır olduğu ortaya çıkınca tifosilerin mutluluğu artmıştı: Acaba kabus sonunda bitti mi? Brawn'lardan çok daha fazla tur atacaktı Brezilyalı ve eğer o zamana kadar onlara ayak uydurabilirse pitlerde geçebilirdi. Ama Brawn'lardan hemen sonra o da pite girince herkes şaşırdı. Yarıştan sonra anladık ki Ferrari'nin benzin harcaması, Brawn'ınkinden çok daha fazla. Yani daha fazla benzin yükü ve ağırlıkla aynı mesafede yolu yapabiliyorlar. İşte Ferrari'nin faka bastığı an. Çözülmesi gereken ciddi bir sorun daha. Bununla beraber, benzin aktarım ünitesi normal çalışmayınca Felipe Massa'ya benzin tasarrufu emri verildi. Yapmazsa son turda aracı duracaktı; düşünemiyorum, yaşanabilecek en utanç verici durum heralde. Bunun yaşanmaması için Massa, ayağını gazdan çekti. Önce Vettel'e, 2 tur sonra da 15 saniye gerideki Alonso'ya geçildi. Tıngır mıngır giderken neredeyse Heidfeld'e bile geçiliyordu. Yarıştan sonra açık açık söyledi: "Bu sene benim için bitmiştir!"

Benzin sorunu Monaco'da çok üstünde durulması gereken bir durum olmayacak. Ama aynı zamanda Prensliğin dar ve virajlı sokaklarında KERS avantajlarını da kullanamayacaklar (tünele girerkenki an hariç). Formsuz Kimi, demotive Massa ve yetenekleri kısıtlı teknik ekip ile Monaco'nun sorusu şu olacak: Ne kadar daha kötü olabilir?

23 Nisan 2009 Perşembe

Ferrari Alacakaranlık Kuşağı (Kronoloji)

Uzun zamandır beklenen post geliyor sonunda. Geçen senenin Markalar Şampiyonu, 21. yüzyılın en başarılı takımı Ferrari'nin 2009'daki büyük çöküşünün arkasındaki sır perdesini aralıyoruz!!! Az sonra...

Bu seneki sıkıntılar aslında geçen sene başladı Ferrari'de. Son ana kadar devam edilen, çok ateşli bir rekabette Markalar Şampiyonluğu kazanılıyordu ama son yarışın son virajında Pilotlar Şampiyonası'nı Hamilton'a kaptıran Massa'nın gözyaşları, o zamanki umudun boşa çıkmasıydı. (Bu noktada sizlere F1.com'daki yarış videolarını kesinlikle tavsiye ediyorum, inanılmaz güzel ve heyecanlılar; kaçırmayın). Son viraja kadar yarışan takım, bu sezon gerçekleşen çok ciddi kural değişikliklerine tam da konsantre olamadı, zira son ana kadar o kanat bu beygir hala debeleniyordu. Kural değişikliklerine karşı yapılan yeterli olmayan çalışmalardan gelen sinyaller de hiç iyi değildi. Takımdan yetkililer bile bir süre sonra inkar edemez hale geldi: Ferrari, KERS'i bir türlü geliştiremiyordu. Bu sene için opsiyonel olan sistemi, sezon başında kullanmayacakları da söyleniyordu hatta. Sonra araç tanıtıldı, yeni sezon testleri başladı ve Ferrari, en hızlı araba ilan edildi. Şahsen ben arada ne olduğunu anlamadım, iki gün önce ağlayan takım şimdi "şunlar belki rakibimiz olabilir" diye rahat konuşuyordu. 

Asıl sallanan ise ezeli rakipleri Mclaren'di. BMW ile kıran kırana savaşacakları tahmin ediliyordu pundit'ler tarafından. Sonra, martta tanıdık bir isim bir anda moralleri bozdu. Brawn GP, Ferrari dahil herkese bir nanik çaktı ve gridin en hızlı aracı oluverdi. Hani şu 2 hafta öncesinde batan takım. Bazıları gözlerine inanamayıp "yok canım az benzindir, yok canım sponsor arayışıdır" dedi, bazıları ise alt çenesini yoldan topladı.

Neyse yaz tatili bitip bütün çocuklar okula döndü sonunda, elde yaz ödevleri ile. Ferrari, o bilinmeyen arada KERS ile ilgili sıkıntılarından kurtulmuş ve Melbourne gridinde yeni sistemle yer almıştı. Sıralamada 6-7. sıraları alan Kimi ve Felipe, cumartesi akşamı herşeyin çok iyi olmadığını ama ertesi gün yarışta avantajlı olabileceklerini söylüyorlardı. Bilselerdi ki Massa'nın bu 6. başlangıç pozisyonu, yazıyı yazdığım şu gün hala geçilebilmiş değil, belki de Melbourne'den direkt eve dönerlerdi. Pazar günü de hiç bekledikleri gibi geçmedi. TRT'nin çoğunu gösteremediği yarışta iki Ferrari de hem tempo olarak yavaştı, hem de dayanıklılık sıkıntıları ile yolda kaldılar. Hemen bir sene öncesine, Avustralya 2008'e dönelim. O yarış bittiğinde de Ferrari puan alamamış ve dahası iki motor arızasıyla rezil olmuştu. Nolursa olsun, bu seneki daha kötü bir sinyaldi. Çünkü araç hem dayanıksızdı (gecen seneki gibi) hem de yavaştı (ki asıl sorun buydu). Aynı motoru kullanan Toro Rosso ile 2 pilotuyla birden puan alıyordu. Işlerin iyi gitmediği aşikardı ama olmayacak iş değildi. Malezya'da herşeyin düzeleceği ve sihirli değneğin aslında ellerinde olduğunu düşünüyordu takım, bir de şu diffuser olayı açıklığa kavuşsa... 

Malezya'da da işler çok yolunda gitmedi. Hem de daha cumartesiden... Massa, ilk sıralama seansında nasılsa yeteri kadar iyi bir tur atıp takılıyorken, bir anda 16.lığa inip oracıkta kalıverdi. Ilk defa bir Ferrari, sorun yaşamıyorken Q1'de takılmıştı. Tek açıklama yine Felipe'den geldi: "Eskiden çok hızlıydık, rahat geçiyorduk, artık herşeyi buralarda bile kendimizi salmamamız lazım". Pazar günü gümbür gümbür gelip yarışı kafasına göre bitiren yağmur aslında, birilerine de süper bir kıyak geçmişti. Keza yarış tekrar başlasaydı Kimi Raikkonen, başlayanlar arasında olmayacaktı. Button ve diğer herkesin arabasının içinde beklediği 40 dakika boyunca Kimi üstünü değişmiş dondurmasını yiyerek takılıyordu. En başta çok eleştirilen Finli'nin, KERS sisteminin zaten bozulduğu ve başlayamayacağı sonra anlaşıldı. Bir rezalet, yağmur sayesinde sessiz bertaraf edilmişti ama Sepang'dan da puan çıkmadı. Çin öncesinde Ferrari, her ne kadar performans avantajı sağlasa da henüz güven kazanamayan KERS'leri kullanmayacağını açıkladı. Görünüşe göre Massa her hafta daha cesur çıkışlar yapıyordu bu arada; "Araç zaten yavaştı, iyice yavaşladı KERSsiz, işimiz tamamen şansa kaldı". O şans da Felipe'nin yanında değildi, ilk defa elle tutulur bir performans sergilerken (13.lükten başladığı yarışta 3.lüğe çıkmıştı) bu sefer de elektronik bir hata aracı kapatmış, Güvenlik Aracı periyodunda Brezilyalı kenara çekivermişti. Raikkonen'in savaşı ise ilk 10'a girmek içindi. Yani an itibari ile Ferrari, 3ün birini bile bulmuş değil. 

2008 Markalar Şampiyonu Ferrari, Katar GPsi öncesi puan alamamış iki takımdan biri. Sıralamanın sonunda Force India'ya eşlik ediyor. Bu, işin kronolojisi. Sırada kişisel yorumlarım ve analizlerim var. 

19 Nisan 2009 Pazar

Şangay - Beraber Süründük Biz Bu Yollarda


Baştan sona sol gösterip sağları çakan bi yarış oldu aslında bu sabahki Şangay yarışı. Difüzör dedik, lastikler dedik, KERS dedik ama yağmur bastırınca hepsini alaşağı etti. Difüzörler etkisini yeteri kadar gösteremedi diyelim ama Red Bull'lara haksızlık etmeyelim (oraya gelicez ayrıca). Yağmurla beraber ağır yağmur lastikleri kullanıldı, böylece takımların sıkıntılarından biri ortadan kalktı. Bir de KERSler yağmurda zaten çok büyük bi avantaj getirmeyince zaten neresinden tutsan sorular fışkıran grid yine bir bulmacayı andırdı. Yalnız startları seviyorum, Güvenlik Aracı arkasında yarışa başlamak sevenlerini üzüyor, sözüm sana Charlie Whiting.

Biraz özele inelim. Ilk iki yarışta Red Bull'lar zaten iyi olduklarını gösteriyorlardı, tek sorun bu performansı puana çevirmekti. Dün ilk pol pozisyonu bugün ilk yarış galibiyetine döndü ve şahane Adrian Newey tasarımı RB5, 18 puan ile taçlandırılmış oldu. Vettel, zaten çok iyi bir pilot. Çok büyük ihtimalle ileride Dünya Şampiyonu olacak. Toro Rosso'ya ıslak bir Monza günü ilk galibiyetini alan minik Alman, bugün aynı şeyi abi takım Red Bull için de yaptı. Kişisel bir görüş: Yağmurlu zemin ustalarının kumaşı şampiyon kumaşıdır. Hemen arkasında ise sezon öncesi bacağını kıran Webber var. O da artık bu sezon bir yarış kazanır heralde. Yalnız onları bekleyen bir tehdit de var: Adrian Newey, olabildiğince kısa bir zamanda yeniden aracı dizayn etmeli ki çift katlı difüzör ve KERS eklenebilsin. Eğer aracı aynı standartta tutup bir de bunları eklerlerse o zaman Vettel'in şampiyonluğu beklediğimizden erken gelebilir.

Brawn ise ilk iki yarıştaki bariz üstünlüklerini gösteremediler, performans olarak Red Bull çok net geçti onları. Yine de en iyi ikinci araçtılar ve sıralamada 3-4 olarak bunu da gösterdiler. Benim için Çin GP'sinin gösterdiği bir şey de şudur: Brawn bir kaç yarış sonra elindeki gücü kaybedebilir, kısacası Brawn GP, diğer pilotların ağlaştığı kadar güçlü değil. Mclaren ise tatlı-ekşi performansını devam ettiriyor. Bir yerlerde güzel hızlar olduğu belli ama Hamilton bugün çok zorlarken attığı spinlerle güzel baş döndürdü. Kovalainen ise ilk defa bir yarış bitirdi. 

Çok büyük bir alkış da Adrian Sutil'e. Geçen seneki Monaco'dan sonra yine puan almaya çok yaklaşmıştı, hanesine bir tane daha şerefli mağlubiyet eklenmiş oldu. Kendi becerisi ile 6.lığa çıktı yarışta, bir kaç tur kala kendi hatasıyla yarış dışı kaldı. Ama Fisichella'dan daha iyi olduğu kesin. 

Herkesin yarışı kendine göre çok enteresandı, o yüzden yakında (belki yarın belki yarından da yakın) pilot-pilot bir değerlendirme yazmak farz oldu ama farkında mısınız bir takımdan hiiiiç bahsetmedim. O takıma apayrı bir post açmak lazım, bekleyin çok yakında.

Bir sonraki yarış haftaya Bahreyn GP'si. Bununla beraber Doğu turu bitmiş, Avrupa sezonuna giriliyor olacak. Belirsizlikler ise azalacağına artıyor, her yarış birbirinden belli olmaz, şaşkaloz bir şey olup çıkıyor. Haftaya ne olacak acaba, Lost'u bırak F1'e gel ey vatandaş.

18 Nisan 2009 Cumartesi

Çin Işi

Itiraf ediyorum, sabah sıralama turlarına uyanmadım ey ahali, tü kakayım ama napalım. Uyudum. Ama size öyle güzel Çin GP'si izlenimleriyle geliyorum ki... Sıkı durun.

Şimdi biliyorsunuz, çift katlı diffuser'lar haftaiçi FIA'dan onayı aldı. Mclaren ve Renault da hemen araçlarına monte çalışmalarına başladılar. Tabi ki bu sistemi tam anlamıyla çalıştırmak zaman ve para istiyor ama onların en azından "şuraya bir kat daha parça takalım şimdilik, hayırlısı" diyerek Türk işi hallettiler olayı kotarmaları takdire şayan. Mclaren'de gözle görülür bir yükseliş var, Hamilton 9. oldu sıralama turlarında. Bu sezon zaten genel olarak iyi gözüken Renault, Alonso ile 2. liği kaptı bu arada. Bu senenin bir başka yıldızı, Red Bull, ise cumartesi sabahının flaş ekibi oldu. Vettel pole'da, Webber 3. Brawn'lar ise 4-5. 

Haftasonunun aslında bir başka yıldızı Flavio Briatore. Renault takım direktörü (ve ünlü playboy), bomba açıklamalarla gündemi şenlendirdi. Ilk önce bu seneki şampiyonanın bir "neredeyse emekli edilmiş" bir pilot (Barrichello) ile "iyi ama yavaş" pilot (Button) arasında olacağını söyledi. Tabi bu sevgi sözcüklerine Brawn kampından da aynı sevgiyle karşılık geldi. Bununla yetinmeyen Briatore, Honda'nın geçen sene elde ettiği televizyon gelirlerinin Brawn'a verilmemesi ve diğer takımlara paylaştırılması için kampanya başlattı. Enteresan adam bu Briatore. Neyse en azından sıralama turlarında Alonso, mevzu bahis pilotları geçti de laflarını yememiş oldu. 

Bir başka değişiklik ise KERS sistemleri ile yaşanıyor. Şu ana kadar performansı arttırdığı konusunda takımlar hemfikirdi, uzun start-finiş düzlüğü ile Çin GP'sinin özellikle startında baya fark yapacağı da söylenenler arasındaydı. Ama hafta başında Ferrari, dayanıklılık sorunu olan sistemi ilk defa kullanmayacağını açıkladı. Massa, aracının KERSsiz daha da bir yavaşladığını ve işlerinin şansa kaldığını belirtti; Italyan'lardan gelen sinyaller kısaca berbat. Bu sırada Kubica, ilk defa deniyordu sistemi ama onun da kullanmayacağı açıklandı. Hemen ardından, sezon başından beri sistemi kullanan Renault da kullanmayacağını açıkladı. Yani sadece Mclaren'ler ve Heidfeld bu sistemi kullanıyor şu anda. 

KERS'in Çin'de kullanılmamasının akla yatan en büyük sebebi lastikler. Bridgestone, medium ve super soft lastikleri getirdi ve bu lastiklerin çok çabuk eriyeceği ve tutunmanın sıfırlanacağını belirtiyor pilotlar haftabaşından beri. Hatta Vettel bir adım ileri gidip "neyse ki kask takıyorum da fırlayan lastik parçaları suratıma çarpmıyor" dedi. KERS'in ağırlığından dolayı lastikleri daha da zorlayacağı tahmin ediliyor. Ama KERS kullanan üç pilotun startta yapacakları enteresan olabilir. 

Kısacası 3. yarışa gelmiş olmamıza rağmen Formula 1 ekipleri bu seneki kurallara tam alışabilmiş, ne yapacağını bulabilmiş değil. Hemen her takımda bir kriz masası, bir takım içi değişiklikler. Yani yarın sabah 10'daki Çin GP'si baya Allah Kerim olacak sanki. 

15 Nisan 2009 Çarşamba

FIA Temyiz Mahkemesinin Karari


Dun 38 kisinin onunde saatlerce suren tartismalar sonunda Paris'teki FIA Temyiz Mahkemesi diffuser sorununa son noktayi koydu: Brawn, Williams ve Toyota'nin diffuser'lari legal ve kullanmaya devam edilebilir. 

Henuz genis capli bir aciklama gelmedi, sadece karar aciklandi. Yine de buradan bir cok sey cikarilabilir. Simdi geride kalan 7 takim, bu veya buna benzer bir diffuser tasarimi yapip ayni seviyeye cikmaya calisacak. Ross Brawn, bu konuda enteresan aciklamalar yapti dun. Dedi ki bazi takimlar bu dizayni cabucak adapte edebilecekken bazilari icin cok ciddi bir is olacak. Anladigim kadarinca Renault, bunu hemen adapte edebilir; hatta bu haftasonu Cin GP'sinde yaristirabilir. Yine de asil sikinti sezon ici testlerinin artik yasaklanmasinda. Yani bahsi gecen diffuser 3'lusu haric her takim bunu ancak yaris haftasonlarinda cuma antremanlarinda ya da izin verilen duzluk testlerinde deneyebilir. 

Diffuser avantaji bir sure sonra esitlenince o zaman Brawn GP'nin gercek hizi da ortaya cikacaktir,  bu kadar rahat yarislari goturemeyeceklerdir. Yapmalari gereken simdiden olabildigince arayi acip sonra daha rahat olmaya calismak olacaktir. Keza Toyota da  ilk galibiyetini almak istiyorsa elini cabuk tutmali, gun gectikce hedeflerini gerceklestirmek daha zor olabilir. Bir diger gercek de bu 3 takimin hizli bir sekilde KERS sistemlerini kullanilabilir hale getirmesi lazim. Hem KERS hem de siradisi diffuser tasarimi kullanan bir takim yok ama bunu ilk gerceklestiren takimin onemli bir avantaji olacagi kesin.

Eminim Cin'den bol bol aciklama gelecektir takimlar haftasonu yarisa hazirlanirken, buradan aynen okuyabilirsiniz. 

PS: Bir de bibliyografi ekleyelim okumak isteyenler icin. Resmi sitedeki haberi verdik yukarida, Ajansspor zamanin gercek tarafina gecti ve haberi buradan verdi, bir de bloglarda Formula 1 icin omuz omuza yazdigimiz Mustafa Taha var, onun haberi de burada. Son olarak da PlanetF1'dan gelsin, buyrun