14 Aralık 2009 Pazartesi

Pit Girişi


Bir süredir yenilik yapıp sırf motorsporları yazmaya karar verdik madem, buna göre bazı değişiklikler de yapmak gerekiyordu.

Sevgili okurlar, Gol Atan Kaleye'den Mustafa Taha ile beraber bir motorsporları blogu açtık resmi olarak. Adı Pit Girişi. Adresi de pitgirisi.blogspot.com. Gelin gezin takip edin. Daha dedike, daha spesifik bir blog. Buraya da aynı yazıları taşıyacağız zaten.

Şimdiden teşekkür ediyorum.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Rallici Raikkonen

Kimi Raikkonen, Formula 1 gridindeki 3 üstün yetenekli pilottan biriydi Hamilton ve Alonso ile beraber. Ama disiplinsizliği, James Hunt-vari başına buyrukluğuyla ve donukluğuyla diğer ikiliden net bir şekilde ayrılıyordu. 2007 Brezilya'da bile, şampiyonluk turunu atarken pek coşmamış ve baya cool karşılamıştı mucizevi şampiyonluğunu.

Dün yaptığı açıklamadan önce bir kareye daha götürmek istiyorum sizleri. Bu senenin Malezya GP'si, çok ciddi muson yağmurları ile durdurulmuş ve devam edip etmeyeceği bilinmiyor. Pilotlar genelde ya kokpitte bekliyorlar kararı ya da araçlarının yanında. Ama Kimi, garaja geri dönmüş, tulumunu çıkarmış, elinde dondurması muhabbet ediyor. Kısacası adam rahat. Daha sonra takım, aracının KERS'indeki sorundan dolayı zaten yarışa tekrar başlamasının imkansız olduğunu açıklasa da spekülasyonların sonu gelmemişti.

Ve Kimi Raikkonen, aynı vurdumduymazlıkla kararını açıkladı: Seneye Dünya Ralli Şampiyonası'nda yarışacak. Citroen'in junior takımında Norveçli Oiger ile takım arkadaşı olacak ve Loeb'ün ellerinde yıllardır şampiyon olan C4'ü kullanacak. Zaten WRC hayallerini hiç bir zaman gizlememiş ve zamanı gelince bu disiplini de denemek istediğini belirtmişti. Hatta şu ana kadar zaten bir kaç yarışta gazozuna direksiyon sallamıştı. Mclaren ile görüşmelerin istediği gibi gitmemesi, ilk önce F1'den bir senelik bir ayrılığa, daha sonra da WRC kariyerinin başlangıcına dönüştü. Hayırlı olsun ne diyelim.

Citroen takımı patronu Quesnel, daha iki gün önce dedikoduları yalanlamış ve "bizden kimsenin Kimi ile konuştuğunun bile farkında değilim" demişti. Bugün, kendisini takımda görmekten ne kadar mutlu olduğunu belirtiyor. Içine Özhan Canaydın kaçmış heralde.

Bir detayı daha atlamayalım. Raikkonen'in co-pilotu, Tomi Makkinen'in üstüste şampiyonluklar kazandığı sırada yanında oturan Kaj Lindström yapacak.

Peki Raikkonen, 1 yıllık Citroen kontratının ardından Formula 1'e döner mi? Şahsen hemşerisi Hakkinen gibi, 1 senelik ayrılıktan sonra döneceğini hiç zannetmiyorum. Bir kere maddi anlamda hiç bir ihtiyacı yok. Aynı zamanda kuvvetle muhtemel, seneye yarış kazanabilecek araçlardan hiçbirinde yer açılmayacak. Kimi de orta sıralarda boğulacağı bir takıma gelmek istemeyecektir. Ayrıca adam doydu F1'e. Yetti onun için, öyle de davranıyordu. WRC, onun için yeni bir motivasyon olur. Açıkçası F1'e döneceğindense, ralliden sonra snowboard kariyeri yapması daha muhtemel geliyor bana. Bize de yarışmaya başladıktan sadece 3 yıl sonra F1'e kadar yükselen, süperlisans verilmesi bile olay olan Finlandiyalı'ya iyi şanslar dilemek kalıyor. Bu sayfalar eksik kalacağını zannetmiyorum ama.

4 Aralık 2009 Cuma

Sauber Strikes Back

Bugün haberler çok, bir yerlerden başlamak lazım.

FIA, yaptığı açıklama ile Sauber'in başvurusunu kabul ettiğini belirtti. Böylece geçen gün yayınlanan listedeki takım sayısı, 12'den 13'e çıkmış oluyor. Peter Sauber de, F1'deki varlığını devam ettirmiş oluyor.

BMW'nin, F1'i bırakacağını açıklamasından sonra olanlara hızlıca bakalım durumu anlamak için. Geçen sezon sırasında takımların, seneye gridde olmak için imzalamaları gerektiği Concorde Anlaşması yaklaşırken, BMW ani bir kararla yarışlardan çekildiğini açıkladı. KERS'e ciddi yatırım yaparak diğer takımlar gibi onlar da yanlış ata oynamışlardı. Uzun süre puan dahi alamamışlar ve bir önceki sezonun yarış kazanan takımı, 2009 sezonunda anormal bi hayal kırıklığı yaşamıştı. Bununla beraber, zaten çok ciddi operasyonel giderleri olan takımı lavetmeye karar vermişti Münih. Concorde'u imzalamayarak, gidişlerinin ciddi olduğunu da gösterdiler.

Sonra Qadbak adlı bir yatırımcının takımı satın aldığı açıklandı. Takım neredeyse kurtulmuştu ama hala elinde yarışmak için bir lisans yoktu. Bernie, Sauber'in "14. takım" olduğunu açıkladı. Yani ya bütün takımların ortak kararıyla 14. takım olarak gride çıkacaklar ya da bir takımın elindeki hakkı kullanamaması durumunda yedek takım olacaklardı. Toyota, yarışlardan çekilerek, Isviçreli takımın imdadına yetişti.

Bu arada Qadbak, yatırımlarını geri çekti. Hem BMW'den hem de Qadbak'dan yararlanamayan Peter Sauber, geçen hafta ciddi bir risk alarak, BMW'nin takımdaki bütün hisselerine satın aldı. Ve beklenen karar bugün açıklandı: Sauber 2010'da gridde.

Aslında takım, hiç bir zaman aktivitelerini de durdurmadı bu belirsiz periyodda. Ferrari ile motorlar için anlaştılar, hatta bu hafta genç pilot denemeleri yaptılar Jerez'de. Ama seneye Sauber ne yapabilir? Şu an bu soruyu cevaplamak için fazlasıyla erken aslında. Pilot ve sponsor yok ortada ama Peter, bu işlerin üstesinden rahat gelir. Ama elinde, geçen seneden enkaz kalmış durumda araç olarak. Yeniden birşeyler yaratmalı. Renault ile anlaşan Kubica ve muhtemelen yakında Mercedes GP'de olacak Heidfeld'in yerini de iyi doldurması lazım. Avantajı, seneye fazlasıyla yeni takımın gridde olacak olması ve onların da şu anda fazla güçlü durumda olmamaları. Yani kötülerin iyisi olurlar. Ama 2 sene önceki gibi başa oynamaları çok zor.

2 Aralık 2009 Çarşamba

Küçük Nicolas

Bir evlat düşünün, babası zamanında Peugeot'nun isteği üzerine onlara ralli takımı kurmuş, sonra Ferrari'nin isteğiyle F1 takımlarının başına geçmiş ve tarihin en başarılı takımını yaratmış, sonra Ferrari'nin CEO'su olmuş, sonra buradan istifa edip FIA Başkanı olmuş. Böyle bir babanın gölgesinden kurtulmak zor, isteyene. Gölgede kalıp ekmeğini yemek ise çok daha kolay.

Jean'ın oğlu Nicolas Todt da ikinciyi seçiyor. Ama kendisi de boş oturmuyor tabi. Bir menajer kendisi. Felipe Massa'nın. Bıdık Brezilyalı'yı elinden tutup Sauber'den Ferrari'ye getiriyor. Aynı zamanda bol şampiyonluklu F2 ve F3 takımı ART GP'nin sahibi. Hatta neredeyse babasının izinden gidip bir F1 takımının başına geçecekti (Toro Rosso). Ama olmadı, o ayrı.

Peki bir evlat daha düşünün. Adı Jules Bianchi. Bir pilot, yirmisinde. Ama onun şansı, Nicolas Todt'un eline düşmek. ART GP ile F3 Euroseries şampiyonluğu kazanıyor geçen sene. Menajerinin babası bir Ferrari efsanesi, FIA Başkanı ve aynı zamanda hemşeri de olunca önüne Şahlanan At antetli bir anlaşma koyuluyor fazla uzatmadan. Rolü mü? Undefined. Yani özel bi role gerek yok, bizden kendisi. Bakarsınız test pilotu olur, bakarsınız yedek pilot. Bir yandan da ART GP ile F2'de yarışır paslanmamak için.

Bu hayatı yaşıyor birileri, takdir etmemek elde değil.

1 Aralık 2009 Salı

2010 Sezonunun Ilk Adımları

2009'un bitimine bir ay kaldı ve geçmiş sezonun son testleri yapılıyor belki ama bu blog, bugün itibari ile 2010 Formula 1 sezonunu açmış bulunuyor. Hayırlı uğurlu olsun.

Hemen başlayalım, geçen hafta FIA, takım ve pilot listelerini açıkladı yeni sezon için. Sürprizler yok, bu listede olması zor zaten.

McLaren, geçen sezonun şampiyonu Button'ı transfer ederek 1-2 numarayı kaptı. O kampı zaten biliyorduk, Hamilton-Button ikilisinin pistte olduğu kadar pist dışında da nasıl uyaşacaklarını merakla bekliyoruz. Ardından isim değişikliği için başvuran Brawn Mercedes var. Ellerinde bir tek Rosberg var şimdilik ama dedikodular devam ediyor. Schumacher bence olmaz, Heidfeld daha mantıklı. Ama Renault, eğer F1'den ayrılmaya karar verirse Kubica da potaya girebilir. Ama geçen seneki performans seviyelerine ulaşabilirler mi? Emin değilim.

Red Bull, bir değişiklik yapmadan yoluna devam ediyor. Vettel ve Webber ikilisi, geçen sene potansiyellerini gösterdiler. Mantıklı olan da yola böyle devam etmekti zaten. Alonso, Ferrari'ye 8 numarayla merhaba diyecek, Felipe de 7 olacak. Uzun zamandır Ferrari'yi 4. garaj pozisyonunda görmemiştik, enteresan olacak.

Bu senenin sürpriz niyetlileri Williams. Bir iyi bir kötü pilotlarından kurtulup biri hızlı ama yaşlı, öbürü potansiyelli ama genç pilotla ne yapacaklar, görücez. Ama asıl soru, onların potansiyelini çıkaracak bir araca bu sene sahip olacaklar mı? Peki Renault'nun aracını hakkaten görecek miyiz gridde, o daha büyük muamma. 11-12 numaralar boş kalırsa Kubica, Brawn için zorlayacaktır. Zira boşta olan başka bir iyi araç yok.

Force India, geçen senenin ikinci yarısında yakaladıkları çıkışı, pilot değiştirerek riske atmak istemedi. Ne de olsa Hindistan GP'si yaklaşıyor, hızla başa oynuyor olmaları lazım, sırf 2 pistte değil her yerde. Belki bu listenin tek sürprizini de Toro Rosso yaptı. Buemi'ye 16 numarayı verdiler ama 17 numara boş. Oysa ki Alguersuari'nin orada olmak için kontratı var. Onun da kokusu çıkar bu hafta.

Yeni gelenlerdeki boşluklar da malum. USF1 ve Lotus'un iki aracı da boş. Campos Dallara, Bruno Senna'yı takıma bağlayarak sükseli bir giriş yaptı. Ikinci koltuğa muhtemelen tecrübeli birini koyacaklar. Yeniler arasında en dikkat çeken ise Manor. Hem Timo Glock gibi potansiyeline inandığım birini takıma kattılar hem de artık Virgin GP olacaklar. Geçen sene Brawn'ın tek destekçisi olan Virgin'in gideceği biliniyordu ama ana sponsor olarak Manor'a el vermişler resmen. Manor-Virgin, bence, yenilerin en iyisi olmak için ciddi şanslı.

Herşey iyi güzel gibi duruyor ama burada 12 takım var. 13. takım ise henüz muamma. Toyota çekilmeden önce, Sauber'in yedek takım olduğunu açıklamıştı Bernie. Insan bekliyor ki onlar gelsin. Hem Peter Sauber takımın tamamını almak için anlaşma yapmış hem de Ferrari ile motor konusunda sözleşmişken... Ama Toyota da çekildim deyip çekilemiyor, çünkü mürekkebi kurumamış bir Concorde Anlaşması var imzaladıkları. O yüzden ya çekilip 150 Milyon Euro ceza ödeyecekler (o zaman niye çekiliyorlar diye sorar insan) ya da griddeki yerlerini satacaklar. Sırp takımı Stefan GP, açıklamadıkları bazı anlaşmalar yapmışlar Toyota ile. O yüzden hala son takımın kim olacağı belli değil.

Yeni sezona tam tamına 100 gün kaldığını müjdeleyerek bitirelim, zaten yeni gelişmeler oldukça yer vereceğiz.