futbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
futbol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Futbolu Neden Seversiniz?

Bence şu an dünyadaki en büyük dindir futbol. Bu kadar sevilmesinin en önemli sebeplerinden biri de belirsizliğidir. Küçük bir takım olsan da her zaman şansın vardır, devlere karşı.

Dün gece bir kere daha neden futbolu sevdiğimi anladım. Maccabi Haifa, ilk maçta Aktobe ile 0-0 berabere kalmış deplasmanda. Sonra aynı Aktobe, bu sefer Israil'de ilk 15 dakikada 3-0 öne geçiyor. Ve maçı 4-3 Maccabi Haifa alıp turu geçiyor.

Salzburg, evinde berabere kaldığı Dinamo Zagreb ile Zagreb'de karşılaşıyor ve 2-1 deplasmanda kazanıp turu geçiyor.

Pana, binbir transfer yapmış yazın. Beklentiler tavan. Şampiyonlar Ligi için hedefler yüksek. Ama 3. tur ilk maçında 3-1 kaybetmiş Sparta Prag'a. Dün akşam, ateşli taraftarları önünde 3-0 kazanarak ufak bi Neutchatel mucizesi yaratıyorlar.

Twente, Lizbon'da 0-0 beraberlikten sonra 2. dakikada kendi evinde öne geçmiş. Maçta da nispeten üstün. 90+5'te Lizbon kalecisi, karşı kaleye kornere gidiyor, kafa (yani omuz daha çok) vuruyor, Twente defansı da ters bi vuruşla tamamlıyor ve Sporting Lizbon turu geçiyor.

Bu oynu sevmeyeceksin de neyi seveceksin, bana söyler misin?

2 Nisan 2009 Perşembe

Hersey Sirayla


Formula 1'de yine bombalar patladi, Hamilton'in Avustralya'daki ucunculugu iptal edildi (yaristan da ihrac edildi), Trulli ucuncu, Vettel gorusme odasinda vs... Ama ilk once bu aralar kendimle yasadigim "niye futbol yazmiyorum" muhakemesini sizinle de paylasayim.

Turkcell Super Lig, puan durumu maabinda cok zevkli olsa da sahadaki futbol ayni seviyeye ulasamiyor. Elim gitmiyor yazmaya. En son Galatasaray - Eskisehirspor macina gittim. Ne GS takimi ne de GS seyircisi galibiyeti hakketmemisti zaten. Es-es, takir takir oynuyordu; tam Saporta'ya "Adamlar bari atsalar da kazansalar" dedigimden 5 saniye sonra Youla atti zaten. 

Lige milli ara verdik, artik hepimiz amansiz'iz. Ama onun nesini yazayim ki? Taktiksizligin taktik oldugu, butun maci son dakika golu nasilsa cepte seklinde oynayan, Ibrahim Uzulmez'den daha iyi bir sol bek bulamayan milli takim hakkinda ne yazayim ki Ispanya karsisina umutla cikayim. 

Bir de su dikkatimi cekti, Ispanya golu yedi, her tarafi ofsayt kokan bi pozisyondu. Versen de olur vermesen de. Hakem vermedi, Tuncay dondu Semih vurdu ve gol oldu. Sen ki cok onemli bir macta, Avrupa'nin atesli deplasmanlarindan birinde ofsayt olmasi 50-50 bi pozisyondan gol yiyip geri dusuyorsun ama hakeme adam gibi itiraz etmiyorsun. Olacak is mi? Ayip olmasin diye Pique bi "heeeyyy heeeyyyy" diye bagirdi ama o kadar. Bizim basimiza gelse sortlari indirir hakemin pesinden kosariz sahada.

Dun aksamki macta bir ara Ispanya, o kadar o guzel ve net oynuyordu ki skor olarak onde oldugumuza uzuldum. Simdi Ispanya kazandi diye mutlu degilim ama sasirmis da degilim. Belki tam milli takimin sicrayacagi ortam var su anda (yumurtanin dayanmasi, sansin sifira inmesi, kotu zamanlar vs), ama ben o sicramanin isigini gormuyorum kimsede. 

Eh Turk futbolu, bu kadar elde kaliyorsa (ve ben Avrupa futbolunu bazi diger futblogger'lar kadar iyi takip etmiyorum, isi onlara birakiyorum) benim de elim gitmiyor ve futbol hakkinda pek yazmiyorum. 

Ama oynu seviyorum, bir gun geri gelicem balcik tarlalarina, patates sahalara...

27 Ocak 2009 Salı

Harala Gürele


Maçı tanımlayan en güzel şey buydu herhalde, tam anlamıyla bir harala güreleydi. İki takımın ve bu maçın sonucunu merak eden herkes açısından çok eğlenceli bir maçtı ama bu maçı bir sinema filmine benzetecek olursak sadece ve sadece eğlencelik bir filmdi, kült olmaktan ne kadar uzak olduğunu anlatmaya gerek yok kanımca. Maçın önemli karakterleriyle ilgili daha sonraki postlarda bahsedeceğim. Dün gece Fenerbahçe veya Trabzonspor ’un karşısında başarılı ve hızlı bir şekilde ayağa pas yapan ve uzun toplarla savunmanın arkasına iyi adam kaçırabilen herhangi bir takım olsa işler çok farklı noktalara gelebilirdi.

Maç benim içinde çok keyifli ve adrenalin dolu bir maçtı ama futbol adına güzel bir maç değildi. Modern, hızlı pas trafiği olan, dikine futbolu sindirene kadar daha çok fırın ekmek yememiz gerektiğini bir kez daha hatırlattı bize bu maç.

22 Ocak 2009 Perşembe

8 Dakikada Devr-i Alem-i Spor

Geçen sefer tam da zamanı demiştik, biraz açalım; böylece genel olarak bu blog içinde nelere değineceğimizi de göstermiş oluruz.

Dünyanın en büyük dini, futbol. Süper Lig'in ikinci yarısı başlamak üzere, hem de zirvedeki 4 takımın birbiri ile yapacağı maçlarla başlayacak, nasıl heyecan yaratmaz ki! 3 ihtimalli iki maç, 9 ihtimalli bir zirve. Zaten bu sene Süper Lig, zirve yarışındaki takım fazlalığından dolayı Balkanların Premiership'i oldu.

TBL ikinci yarıya yeni başladı, orada biraz geç kaldık aslında. Yine de bu sene zevkli geçiyor. Keza, NBA de öyle. Boston inanılmaz bir seriden sonra geriledi, Lakers parladı ama bir anda Orlando atbaşı oluverdi. Bu konuları Basketten Sorumlu Bakanımız Fibonacci'ye bırakıyoruz, teknik sorunlarını aşınca o da aramıza katılacak.

Formula 1 sezonunun başlamasına 2 aydan az kaldı ama hem çok geniş kural değişiklikleri hem de bu araların favori aktivitesi araç tanıtımları ile boş durmuyor o alemler de. Avustralya'da ise çok uzun zamandan beri yapılan en büyük kural değişiklikleri ve geçiş arttırma sözlerinin ne kadar gerçekleştiğini görücez. Beklentiler büyük.

Motorsporları dünyasından söz açılmışken; Paris-Dakar Rallisi'ni kaçırdık, erken kalkan Üsküdar'ı geçti. Aslında tarihinde ilk defa ne Paris ne de Dakar'ı gören, hatta ilk defa ne Avrupa ne Afrika gören, geçen seneki terör tehditleriyle iptal edilen yarıştan sonra bu seneki çok da önemliydi. 

Bir yandan da dünyanın çok uzak köşelerinden birinde tenis dünyası yeni bir güne merhaba diyor. Sezonun ilk grand slam'i Avustralya Open'ın erken turları büyük sürprizler olmaksızın devam ediyor. Oraya da bağlanıcaz yakında.

Binlerce yazacak, konuşacak, tartışacak şey var. Hatta yukarıdakilerin hepsi ayrı ayrı yazı konusu, hatta blog konusu. Zaman doğru gibi sanki...

21 Ocak 2009 Çarşamba

Ezeli Rakip Ebedi Dost

Artık bir spor blogu açma vakti gelmişti. Bundan sonra Fibonacci ile her türlü spora girip çıkmaya hazır ve nazırız. 

Hepinizi bekleriz.