india etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
india etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mart 2009 Çarşamba

Gec Olsun Guc Olmasin -2


Bu sefer gec oldu gibi gozukse de tam olarak olmadi. Formula 1 hakkinda yazacaktim, yerel secimlerle ayni gun baslayacak sezon oncesi cok enteresan ve heyecan verici gelismeler yasaniyor. Daha once burada da bahsettigim gibi Ross Brawn ve -artik resmi olarak ismi- Brawn GP, butun beklentileri asti ve hizla geliyor. Force India'yi gececekleri, Toro Rosso kadar bir performans bekledigimi yazmistim. Belki tam bir karara varmak icin hala erken ama kesinlikle bu citayi asacaklari belli. Zira su ana kadar katildiklari neredeyse butun test seanslarinin en hizlilari idiler ve grid'in butun sampiyonlukta iddiali takimlari dahil sasirip kalmis durumdalar. Sirasiyla Alonso, Massa, ITV sunucu James Allen, bahis sirketleri, Robert Kubica ve Ferrari takimi patronu Domenicali, Brawn GP'nin hizina yetisemediklerini itiraf ettiler. Herkes o kadar rahat ve acik bir sekilde ifade ediyor ki, aklima bunun Brawn GP'nin sponsor bulmasi icin oynanan bir oyun oldugu gelmedi degil. Ne yani sonunda Jenson Button sampiyon mu olacak? Hazir McLaren, sezon oncesinde yoklari oynarken Ingiliz medyasi da bu sene hangi takimi gazlayacagini bulmus oldu. 

Tabi isin bir de gorulmeyen tarafi var. Her ne kadar batmak uzere olan bir takim son anda geri dondu havasi olsa da unutmamak lazim ki aslinda Honda, buyuk kural degisikliklerinin olacagi 2009 sezonu aracini 2007'den beri hazirliyordu. Yani ustteki camuru temizledik mi altindan buyuk bir altyapi ve kaynak cikiyor. 

Formula 1 dunyasinda bir buyuk degisiklik daha oldu dun. FIA'nin dun aldigi karar ile birlikte toplanan puanlardan bagimsiz olarak bir sezon icinde en fazla birincilik alan surucu sampiyon olacak. Yani gecen sene Hamilton degil Massa olurdu sampiyon, bu kurallar isiginda. Bir yandan da zamaninda Schumacher'in basina geldigi gibi zar zor yaris tamamlamak ama tamamlayinca birinci olmak durumu artik bir endise olmaktan cikiyor. Bu kural degisikliginin Markalar Sampiyonasina bir etkisi olmayacak diye de bitirelim. 

Avustralya GP'sinin ilk viraji yaklasirken kalp atislari daha da hizlaniyor. Ates seni cagiriyor!

Not: www.f1.com kiskanmis, onlar da Brawn hakkinda bir yazi yazmislar bugun. Napalim, severiz kendilerini yine de, linkleyelim.

9 Mart 2009 Pazartesi

"Brawn"sal Güçler


Honda'nın sezon sonunda ayrılması öyle bir etki yaratmıştı ki Formula 1 dünyasında, herkes şapkasını önüne koyup nasıl bütçelerde kesinti yapabiliriz diye düşünmeye başladı. Formula One Teams Association (FOTA), çok ciddi değişiklikler için FIA ile pazarlık yapıyor. Ama daha önce burada yazdığımızda akıbeti belli olmayan Honda'nın kaderi sonunda belli oldu. Ross Brawn ve Nick Fry takımı satın aldılar, yani cevabı gökte ararken yerde buldular. Onlar bundan böyle Brawn GP.

Henüz sponsorsuz renkleri beyaz, yeşil ve siyah. Mercedez-Benz motorları kullanacaklar. Bir yandan da takımın akıbeti belli olmasa da kış boyunca yeni aracın geliştirilmesine devam edildiği haberleri var, bu onların işlerini ne kadar kolaylaştırır bilinmez ama meyvelerini topluyor gibiler. Bugün itibari ile 10 takımın birden katıldığı, sezon başlangıcından önceki son testte ilk defa pite çıkan ve akranlarıyla boy ölçüşen takım, 4.lük gibi son derece beklenmedik başarıda bir iş çıkarmış. Test sezonunda kimin ne olduğu tam belli olmaz denir, yarışları görelim derler. Yarışlar başlar, Avustralya, Bahreyn, Malezya derken bu sefer de "Avrupa Sezonu" beklenir kimin ne olduğunu görmek için. Yani geride olanların, hayal kırıklıklarının hep bir sebebi vardır. Brawn GP, bunların arkasına sığınmadan çok güzel bir iş çıkarmış. 

Ross Brawn, zaten Ferrari yıllarında Michael Schumacher/Ferrari hanedanın en önemli taşlarından biriydi. Kendi adı altındaki takımda da çok iyi işler çıkaracağını düşünüyorum. Jenson Button'ın bu takımda olacağı kesindi; Bruno Senna gibi hem kanında Formula 1 olan hem de gelecek vaad eden bir genci seçmeyip yerine artık yolun sonuna yaklaşan Rubens Barrichello ile devam etmesi şu an için mantıklı gözükmese de aslında doğru bir seçim bence. Bir takım yeni kurulmuş ve sezonun başlamasına 20 gün kala ilk testini yapıyorsa, eldeki tecrübenin maksimuma çıkarılması çok önemlidir. Yani bir rookie'ye teknik feedback'in nasıl verileceğini öğretmek, takımın yapacaklarının listesinde olmamalı şu anda. 

Kafama takılan bir soru, Brawn'ın yıllarca beraber çalıştığı Ferrari'den değil de Mercedes'ten motor temin etmesi. Ferrari, Force India ile olan motor paylaşımını bitirmişken Brawn'a yardım elini uzatabilirdi. Kapılar ardında neler oluyor acaba?

Bu blogda Force India'nın grid'in dibine demir atmasına oluşabilecek tek engelin Honda'nın geri dönmesi demiştik. Bu kehanetin ne kadar tutacağını göreceğiz ama elimizdeki tek veri olan bugünkü Barcelona testini baz alırsak Brawn GP, orta sıraları zorlayabilecek bir görüntü sergiliyor; Force India'dan çok Toro Rosso seviyesindeler sanki. Yine de kendileri ile aynı motoru kullanan Hintlileri geçseler bile yetecek bir başarı bu sene için...

Sezonun başlamasına 20 gün kalması içimi kımıl kımıl ediyor şimdiden, Turkcell Süper Lig kadar heyecanlı...

18 Şubat 2009 Çarşamba

2009 Sezonuna Bizim Isınma Turlarımız

Galatasaray'ın Bordeaux deplasmanı öncesi biraz kafa dağıtalım ve yakın zamanda kesinleşen bu seneki Formula 1 grid'ine bakalım sizlerle.

29 Mart'ta Avustralya GP'si ile başlayacak yeni sezon öncesi, yapılan çok kapsamlı kural değişiklikleri ile beraber (KERS sistemi, aerodinamik yenilikler ve slick lastikler; başka bir postta hepsine ayrı ayrı değinirim) anormal bir heyecan kasırgası bizleri bekliyor gibi bir his var içimde. 2007 sezonunun ardından "Kimi son yarışta hem Lewis'i hem de Alonso'yu bir puanla geçiverdi, bundan daha heyecanlı ne olabilir" diyorduk. 2008 sezon finalinde Lewis Hamilton, son turun son virajında 1 puanla şampiyonluğu kaptı, heyecan maabında ufkumuzu genişletti. 2009? Görücez...

McLaren: Lewis Hamilton ve Heikki Kovalainen ile pilotlarını değiştirmeyen takımda Heikki'nin bu sene daha fazla katkı yapması mecburi, yoksa geçen sene gibi bu sene de Markalar Şampiyonluğu hayal olur. Ama son testlerde yaptıkları iyi 
derecelerle McLaren'in bu sene de başa oynayacağı kesinleşti gibi. 1998'den beri hasret kaldıkları dubleye bu sene ulaşabilecekler mi göreceğiz. Bunun için geçen seneden daha dayanıklı olmaları kesin. Yine de Force India'ya motor ve vites kutusu aksamı verecekse takım, demek ki kendine baya güveniyor.

Ferrari: Şahlanan At için kolay bir sene olmayacak, bunu takım içinden kaynaklar da itiraf ediyor (sanki bana ediyolarmış havasına girdim bi anda). KERS sisteminde geride kaldılar, yeterli ilerlemeyi gösteremediler, şimdi Bahreyn testinde kilometre yapayım derken kum fırtınalarına yakalandılar. Geçen seneki dayanıklılık sıkıntıları bu sene de başgösterir gibime geliyor. Bunun yanında pilotlar da birer soru işareti. Massa, geçen senenin hayal kırıklığından daha güçlü mü yoksa yıpranmış mı çıkacak? Kimi, artık şu emeklilik muhabbetlerinden bayıp sürmeye başlayacak mı? Gerçekten, nasıl şampiyon olduğunun ertesi sezonu sadece 2 yarış kazanabilir bir insan, bunu açıklaması lazım. Luca Di Montezemolo bile "o yarış Kimi'nin kuzeniydi, bu sene kendisi gelecekmiş" gibi mavra açıklamalar yaptı. Bu sene Ferrari'nin iki kupadan birini kazanması benim gözümde süpriz olur. 

BMW: Williams ile ayrılıp Sauber'i aldıklarından beri her sezon ilerleme gösterdiler. Biraz Formula 1'in Sivasspor'u gibiler hatta. Uzun süre lider götürdüler, geçen sene ilk yarışlarını kazandılar (hem de duble yaparak) ve 2009'un geniş çaplı kural değişikliklerine çok önceden hazırlanmaya başladılar. Geçen seneki hedefi ilk pol pozisyon ve yarış galibiyetini gerçekleştiren BMW, bu seneki hedefini şampiyonluk olarak koyuyorsa bir bildikleri vardır. Benim gözümde bu senenin favorileri onlar, Sivas yaparsa BMW de yapar. Hem de Kubica ve Heidfeld gibi oturmuş ve hızlı iki pilotları var. Yalnız Heidfeld artık sıralama turlarını kabusa dönüştürmemeli. 

Renault: Geçen senenin ikinci yarısının sürpriz takımı Renault'da herkes aynı formun bu sezon da devam etmesine dua ediyordur. Alonso iddialı, bu sene şampiyonluğa oynarız diyor. Yarış kazanabilecek bir durumda olsalar da şampiyonluğun o kadar kolay olmadığını hatırlamak isteriz Asturia'lı eski şampiyona. Yine de hedeflerinde gerçekçilerse sezona iyi başlamak zorundalar, iki senedir rezalet başlangıçlar moralleri yere seriyordu; sonra topla toplayabilirsen. Yine de Alonso'nun ardarda Singapur ve Japonya galibiyetleri yılın en büyük comeback'lerinden olarak yerini aldı. Nelsinho mu? O hala cepten yiyor.

Toyota: Her sene iddialı açıklamalarla başlar, Trulli'nin uçtuğu bir kaç sıralama turu dışında da hayal kırıklığı bir sezonla biter genelde Toyota'nın Formula 1 aşkı. En başta olmayan her takım gibi onlar da kural değişikliklerinin kendilerine yaraması için çok çalışacaklar en başta. Trulli'nin sıralamalarda hızlı olduğu kesin, Timo Glock da geçen sene iyi işler becermişti ama bu seneki gerçekçi hedeflerinin 4.lük olması lazım kanımca. Gerisini hayal etmek bile zor. 

Toro Rosso: Takımın yarısının satılığa çıkması moralleri bozmuş ve Toro Rosso'nun Formula 1'deki varlığını tehlikeye sokmuştu bir süre. Neyse ki bu kötü ekonomik ortamda hala buradalar ve iki tane deli fişek sürücü ile yollarına devam ediyorlar. Bu senenin tek rookie'si Isviçreli Sebastian Buemi napacak yakından izleyeceğiz elbet. Bourdais ise bu sene potansiyelini göstermek isteyecektir, geçen sene gereğinden fazlasıyla takım arkadaşı Vettel'in gölgesinde kalmıştı. Eğer Buemi'ye yeteri kadar fark atamazsa seneye o da gidici olur. Italya'nın küçük takımı yine pilot tercihini geç açıkladı, yine arabayı geç tanıttı. Bu sene, öncekilerden daha büyük dezavantaj olabilir bu. Direk rakipleri Red Bull ile yarışta şimdiden 1-0 gerideler. Bu takımı 2010'da başka bir isimle görürsek maalesef çok şaşırmam. 

Red Bull: Boğaların daha büyüğü, küçüğünden daha az kanatlanmış ve Toro Rosso'nun gerisinde kalmıştı geçen sene. Bu sene oradan Vettel'i getirttiler, yanında da Mark Webber, güzel bir pilot ikilisi yaratmış oldular. Nedense bu sene Formula 1'de daha ciddiler ve artık parti yapmaktan daha farklı şeyleri başarmak istiyorlarmış gibi geldi bana. Adrian Newey'in yeni tasarımı RB5, özellikle burun bölgesinde diğer araçlardan farklı. Eğer bu kumar tutarsa Red Bull kendini enteresan yerlerde bulabilir. Bu senenin kesinlikle en izlenesi pilotu Vettel, özellikle de Webber sezon tatilinde ayağını kırdıktan sonra bol bol test yaptı ve araca da alıştı. En az bir yarış galibiyeti bekliyorum, geçen seneki Monza'nın tadı damağımda. 

Williams: Maalesef Williams, hala eski şaşaalı günlerinden çok uzakta ve her sene klasmanda daha da aşağıya iniyorlar. Formula 1'deki ender özel takımlardan biri olarak (hem de çok çok başarılı mazisi olan bir takım olarak) Frank Williams ve ekibinin bu gidişatı tersine çevirmesini yürekten istiyorum. Ama Nakajima ile bu iş zor. Neyse ki Toro Rosso, denediği Takuma Sato'yu takıma katmadı da pistlerde iki kamikaze görmeyeceğiz bu sene. Birileri Tokyo Drift ile Japon GP'sinin farklarını çekik kardeşlerimize anlatsa iyi olur. Bir başka üzüldüğüm nokta da Nico Rosberg'in zayıf arabalarda harcanması. Babasının takımına gönül bağını anlayabiliyorum ama sonunda bir Jenson Button vakası daha olmaya doğru ilerliyor. Kabiliyetli ama harcanmış yetenek olmanın da psikolojik baskısı, ileride isilik yapabilir ona da. 

Force India: Formula 1'in Slumdog'larını grid'in en arkasından kurtaracak tek şey Honda'nın sürpriz bir şekilde geri dönüşü olabilir. Vallya, her ne kadar ilk günden beri 2009 sezonuna odaklandıklarını söylese de yolları uzun ve sarp. McLaren Mercedes ile motor-vites kutusu ortaklığı, acılarını bi nebze dindirebilir ama hastalığı iyileştirmez. Hele de Mike Gascoyne ve Colin Kolles'un takımdan uzaklaştırıp Vijay Mallya'nın askeri rejim ilan etmesi, bu sene için de Force India'nın kaderini gözler önüne serdi. Buradan Adrian Sutil'e bir çift lafım var ama: Sen kendi işini yap, bakma bu Hintli'lere. Alonso da zamanında Minardi ile sonlarda gezinirdi sonra şampiyon oldu. 

Şu anda yarışmıyor gözüken iki takım daha var, onlar farklı bir post'un konusu. Hem zaten maç da başlamak üzere...