
2002-2003 sezonuna dönelim; 100. yıl. Sezona taş gibi başlamıştı Beşiktaş, çok iyi oynuyordu, önüne geleni yeniyordu. Biraz hakem hataları oldu lehlerine (mesela Kocaeli deplasmanı) ama sonuçta genelde hakkeden takım BJK olduğu için çok bir ses çıkmıyordu. Sezonun ikinci yarısında ise Galatasaray ile çok ciddi bir rekabet içine girmişlerdi şampiyonluk için. BJK de ilk devredeki performansını sergileyemiyordu. Burada hakem hataları GS aleyhine dönmüştü (mesela ASY'deki Adana maçı). Yine de her türlü spekülasyon, Inönü'de Sergen'in golüyle bitti.
100. yılında şampiyon olan Beşiktaş, bir daha şampiyon olabilmek için 6 sene bekledi. Buradaki en büyük etkenin psikolojik olduğuna inanıyorum. Şampiyonluk sayısının düşmesi, Demirören faktörü ve medyanın etkisiyle hep Beşiktaş 3. büyüklüğe indirilmeye çalışıldı. Taraftarlarının tepkisine rağmen psikolojik olarak da oraya doğru ilerliyordu Kara Kartallar.
Bu sene gelen şampiyonluk o yüzden çok önemliydi. Yine bir GS veya FB birinciliği, hele de onların geride kaldığı bir sezonda şampiyonluk Sivas'a kaptırılsaydı Beşiktaşlı'nın psikolojisi derinden etkilenebilirdi. Sonuçta Mustafa Denizli, takımı mutlu sona ulaştırdı. Kazandığı psikolojik devinim ile transfer sezonuna giren Beşiktaş, hiç beklemediği goller yedi. Mehmet Topuz olayında Fenerbahçe ciddi bir gol attı. Sonra Galatasaray, hiç beklenmedik bir anda Gökhan Zan'ı kaptı. Belki Zan'ın arkasından ağlayan çok olmadı ama sonuçta GS, BJK'nin koynundan bir oyuncu (hem de kaptanlarından birini) çalmıştı. Saha içi performansı bilinmez ama transfer olarak bir goldür bu.
Demirören, yediği bu golleri çıkarmak için açtı kesenin ağzını kararttı gözünü. Nihat, Ismail Köybaşı ve Rıdvan. Önemli transferler, durumu hakkaten beraberliğe taşıdı belki de. Tekrarlıyorum, transferleri saha içi performanslarından bağımsız olarak, tamamen psikolojik olarak değerlendirmeye çalışıyorum.
Bu seneki Beşiktaş psikolojisi, kanımca çok önemli. Şampiyonluğun kazandırdığı devinim yavaşlamaya yüz tutuyor, hele bir de sezon içinde BJK taraftarının Demirören sevgisizliği tekrar hortlar ve takım da iyi sonuçlar alamazsa "3. Büyük" psikolojisi yine sarabilir hem taraftarları hem de rakipleri. Ama gidişat iyi olursa ve psikolojik devinim devam ederse Beşiktaş'ı çok daha iyi günler bekleyebilir. Yani bu sene, ilerideki bir kaç senenin gidişatı için kritik Kara Kartallar adına.
Beşiktaşlı değilim, hatam olmuş olabilir. O yüzden Beşiktaşlı arkadaşlardan yorum kısmına düşüncelerini rica ediyorum. Ben uzaktan bir göz olarak böyle görüyorum, hem diğer Beşiktaşlı olmayanların hem de Beşiktaşlı olanların bu konuda ne düşündüklerini merak ediyorum.