Turkiye:
Haftalar 18'i gosterirken puan durumu su haldeydi; bir onceki hafta evinde Galatasaray'i yenen Sivas, haftaya Galatasaray ile Ali Sami Yen'de son dakika golu ile berabere kalacak Kayseri ile yenisememisti. Trabzon, Gokcekspor'u dususunun basinda yakalamis; Galatasaray, Denizli'yi deplasmanda 2-0 ile gecmisti. Fener de Antep'e bu sefer evinde dis gecirememisti. Besiktas ise Ankaraspor'u puan durumunda gecmisti sonunda. Tahminler genelde Galatasaray'in sampiyon olacagi yonundeydi. Sivas ve Trabzon'un nefeslerinin bitecegi, GS'ninse ilerleyen haftalarda acilip sampiyonluga kosacagina inananlar bugunleri gorememisti.
Aradaki zamanda Skibbe gitti, Bordeaux destanina Hamburg kabusu eklendi, Sami Yen'den Kocaeli ve Es-Es gecti. Mustafa Denizli ise uygun adim mars seklinde ikincilige yerlesti. Fikstur avantaji da ellerinde. Fener ise Galatasaray ile beraber yilin husranlarini oynuyor, hala Turkiye Kupasinda devam etmesi belki de tek artisi. Trabzon, rakipleri sayesinde hala oynun icinde. Sivas ise Bulent Uygun'un kulube dusmanligina ragmen hala lider.
Benim su anki tahminim Besiktas'in sampiyon olacagi, artik Demiroren bir on yil daha baskan kalabilir.
Ispanya:
21. haftada puan farki maksimumdaydi; Barcelona isi bitirmis, bahisler kapanmis, paralar odenmis, gelecek sezonun hesaplarina baslanmisti aslinda. Barca sadece Sampiyonlar Ligi'ni dusunuyordu. Juande Ramos'un hesaplari farkliydi oysa ki. 10 haftalik 3 puan zinciri, Barca'nin dislileri gevsetmesi ile beraber ruzgari tersine cevirmis, panik bas vermisti. Herkesin tek gectigi Katalanlar, 12 puanlik farkin 8ini cepten yedi bu arada. Ama Real Madrid de bir yere kadar di mi? Onlarin nefesi bitti bu sefer, 6 puanda takildi kaldi hesap. Aceto bugun yine La Liga'yi yazdi, buyrun burdan.
Burada tahminim degismiyor, bir heyecan gelse de Ispanya'nin krali Barcelona.
Ingiltere:
Haftalardan 24. Manchester United, zirvede 5 puan farkla rahat oturuyordu vakti zamaninda, Everton da son kurban. Rooney'nin ici sizlamistir heralde. Liverpool ise Chelsea'yi yenmis, umutlarini korumakla mesgul. Villa, serbest dususe gecmemis, Arsenal'in Sampiyonlar Ligi hayallerine coreklenmisti. ManU, herkesin net favorisiydi. Ama Liverpool, neredeyse Turkiye Milli Takimi kadar bir "come-back" takimi oldugunu gosterdi o zamandan beri "Istanbul ruhu" ile. Once Real Madrid'i surklase ettiler, hizlarini alamayip Manchester United'i deplasmanda patakladilar, tatli niyetine bir de Villa'ya sapkadan 5 cikardilar. 1 mac fazlasi bile olsa Manchester ile aralarinda 1 tek puan kaldi. Ferguson'un ensesinde Rafa'nin nefesi var. Liverpool hukumranligina son vermeyi amaclayarak goreve gelen Sir Alex, yillarca kendi coplugune cevirdigi Premier League'de acaba ilk defa L'pool'a gecilecek mi? Yoksa Real Madrid gibi bir nefes bitimi olacak mi Kirmizilarda? Cevabi reklamlardan sonra...
Underdog'cu, "ruh"cu adamlariz, Liverpool'u gormek isteriz muzaffer.
Almanya:
Turkiye tek corba gibi lig degil, Almanya belki bir adim bile ileride. Kaseti geri saralim, haftalardan 18'e donelim. Hoffenheim, ruyanin devamini yasiyor. Henuz Bayern'e yenilmemisler, onlerinde devam ediyor hayat. Hatta Hamburg, Galatasaray maclarindan once Bayern galibiyeti ile moral buluyor. Liderin 3 puan arkasinda 4. Ribery&co. Su anda isler daha bile karisik Bundesliga'da. Liderin 4 puan arkasinda 6. Stuttgart var. Hoffenheim, hayallerinden uyanmis 5. ve Hannover ile beraber kaliyor kendi evinde. Liderse hala Bayern degil, Baskentliler. Isler tam bir arapsaci. Aradan dark horse Wolfsburg geliyor, Magath the Felix.
Tahmin yok kardesim burada, "iyi olan kazansin" ve "onumuzdeki maclara bakiyoruz" edebiyati...
Fransa:
Kral'i indirmenin kralini yapar Fransizlar, bilirsiniz. Ama bu kez kral da tokezliyor, indirecekler de. Aceto'nun yaziyi yazdigi sirada meded Bordeaux'dan umuluyordu, Gerets ise bir adim geriden geliyordu. Sarapcilar'i vuran GS oldu, sirada Gerets var. Hatta bu haftasonu bir gunlugune de olsa liderdiler, 10 yil aradan sonra. Ama 22. haftada Socheaux'ya deplasmanda yenilmisler ve PSG'nin ardindan 4.lerdi. Gecen hafta ayni PSG'yi yenerek olayin ehemmiyetinin farkinda olduklarini cumle aleme gosterdiler. Artik Lyon ile puan farki bir, Bordeaux ise pusuda yatiyor. Yine de su post, genel olarak Fransiz futbolu ile ilgili soru isaretleri olusturmuyor degil.
Gonul ister ki Marseille o guzel beyaz ustune kareli mavi formalari ile sampiyon olsunlar (ama galiba o gecen senenin formasiydi), Gerets de sevinsin. Delikanli adamdi vesselam. Fransiz Devrimi bu sene olacak mi artik?
Italya:
Sampiyonlar Ligi'nin Orhan Gencebay'lari, annelerinin ligine donmemislerdi daha Subat basinda. Haftalardan 22 ve Inter rahat. Ezeli rakiplerinin 6 puan onundeler, Torino ile beraber kalmislar ama olur oyle seyler modundalar. Bugun, yukaridaki liglerin hepsinin liderinden daha rahatlar. Zaten Barcelona ve Inter haric butun liderler ates hattindalar. Bir de Serie A'da ikinciler birbirini yemis, Juve bu kavgadan galip ayrilmis. Inter'in 7 puan arkasinda onlar, onlarin bir 7 puan daha arkasinda AC Milan. Beckham icin o kadar kavga ettiniz de noldu diye sorasi geliyor insanin, Inter'in 14 puan gerisindeler. Hem de UEFA'dan kendi evlerinde elendiler. Genel bir kafa koparma seansi yasanir San Siro'da. Guiseppe Meazza'da ise Ibrahimovic sikintilari var; belki superstar sene sonu ayrilacak. Barcelona diyenler var, bilinmez.
Cok bir zorlanmadik burda galiba, Inter bir "Scudetto Hat Trick" yapar artik.
Artik sene sonunda bir daha gozden geciririz bu tahminleri de. Siz de yazin, siz de kazanin; yorumlar ellerinizden oper.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder