serie a etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
serie a etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2009 Cuma

Lucarelli ve Livorno: Aşıklar Birleşince


Yıl 2004. Kardeşimin Italya'da okumaya başlaması zamanlarıydı, ilk defa gittiğim bu ülkedeki herşeye meraklıydım. Onu yerleştirme hengamesinden zaman ayırdım, bankadan biletimi aldım (evet orada bankalardan alınıyor maç bileti). Sonra da San Siro'da maç izlemek için metroya bindim.

2004-2005 sezonunun başlangıç maçıydı AC Milan - Livorno. Milan, son şampiyon. Taraftar stadı doldurmuş, biz de renklerimizi belli etmek açısından Galatasaray t-shirt'ü ile gittik maça. San Siro devasa, dört kulenin arasına kurulmuş bir zindan gibi neredeyse. Yeni değil, sadece devasa. 10 sene içinde Mad Max'in yeni filminde kullanılabilir. Turist kafası, bir de Milan bayrağı aldık. Maç havasına girmek için.

Içeride, bir kale arkasında tribünler coşarken, öbür tribündekiler nispeten daha suskunlardı. Bir taraf meşaleler yakıp tezahüratlar yaparlarken öbür taraf bir tek koreografi ve bir tek tezahürat ile maçı bitirdi. Bir tarafa aşık oldum, öbür taraf sınıfta kaldı. Aşık olduğum taraf Che, SSCB, Küba ve Irak bayraklarının doldurduğu Livorno tarafıydı.

Livorno'nun 55 yıllık Serie A özlemine son verdiği maça gitme şerefine bilmeden nail olmuştum. Hem de ne başlangıç. Komünist Livorno, Berlusconi'nin takımı son şampiyon AC Milan'a karşı, San Siro'da. Ve 2-2 berabere bitiyor maç. Iki golü de Lucarelli atıyor. Maç sırasında Curva Sud'u susturan Livorno taraftarları, maçtan sonra da kendilerine yağan yabancı maddeleri aynen sahiplerine nişanlıyordu. Yorumcuların sahalarda görmek istemedikleri ama taraftarların övüneceği bir performans. Livorno aşkım o gün başladı, ertesi gün de dükkan dükkan forma aradım.

Aradan yıllar geçti, Italya'da hala Livorno sempatizanıyım. Serie B'ye inişleri ve geri çıkışlarını uzaktan da olsa takip ettim. Ama en çok üzen olaylardan biri, Livorno'nun yerel çocuğu ve kahramanı Lucarelli'nin çok sevdiği takımından ayrılmasıydı. Shaktar Donetsk ve Parma maceralarından sonra Luca, evine geri döndü sonunda.

Evinin yanına kütüphane açan bir futbolcuyu, takımının taraftarlarını gözaltına alındıkları deplasman karakolundan otobüs tutup kaçıran bir adamı nasıl sevmezsiniz ki? Veya Rusya'dakinden çok SSCB bayrağını tribünlerinde dalgalandıran, işgal altındaki Irak'ı destekleyen, meşalenin yanında şişme bebek sallayan Livorno taraftarlarına nasıl gıbta ile bakmazsınız? Sonunda star-crossed lovers birleşti.

Not: Kaynak burada.

24 Haziran 2009 Çarşamba

SK Strikes Back


Serie A diyarından eyledim de geldim memlekete, baktım neler olmuş neler. Hap yapıp yutmaya çalışalım da günümüze geri gelelim:

- Kişisel bir not ile açayım, Italya'da iken rüyamda Galatasaray, Lyon'lu Fred'i transfer ediyordu. Sonra GS formalı Babel, bir maçta 3-4 kişiyi çalımlayıp uzaktan harika bir gol atıyordu. Hayırdır inşallah. Bu arada aklıma takıldı, GS'nin son siyahi oyuncusu kimdi? Song?

- En beklenmeyen haber Gökhan Zan. Herkes aynısını yazıyor zaten, yöneticilik başarısı ama sahadaki performansını bekleyip görelim. Yanlarına sağlam yabancı stoper alındı mı Emre Güngör ile Gökhan Zan, döne döne oynarlar gibi geliyor bana. "Rabbime sordum Cleveland dedi" misali, uefa.com'a sordum tamamdır dedi Zan transferi için. Zira bir transfer orada yayınlanıyorsa, tamamdır.

- Futbolda yurtdışına sarkalım biraz daha. Italya'da gönlümün attığı takım Livorno, Serie A'ya dönüş yaptı. Brescia'ya da bir sene daha Serie B yolları gözüktü böylece. Bordo beyazlıları alınlarından öpüyorum. Bundan sonra halı sahalara Livorno formamla arz-ı endam ederken yine başım dik olabilir.

- Wimbledon Nadalsız başladı ve devam ediyor. Yazı baskıya girdiği an itibariyle bir sürpriz yaşanmadı ve favoriler, favoriliklerinin keyfini sürüyorlar.

- Formula 1'de Ingiltere GP'si belki de son kez Silverstone'da koşuldu. Şu ana kadarki 7 yarışın 6sını kazanmış Ingiliz Button, o çok istediği ülkesinde yarış kazanma başarısına erişemedi. Hatta bu sezon ilk defa podyuma çıkamadı 6. olarak. Vettel ile Webber de duble yaptılar ve bu seneki duble geleneğini devam ettirmiş oldular. 8 yarışın 5inde kazananlar, duble ile kazandılar. 2 haftaya Almanya GP'si var. Bir not daha; Vettel'in kuru zemindeki ilk zaferi bu.

- Bir de Formula 1'in politik cephesi var. Artık geri dönüşü olmayan yolun kapısında FOTA takımları. Bugün son şans gibi gözüküyor, eğer bugün Paris'te FIA Başkanı Max Mosley ile FOTA ve Ferrari'nin başkanı Luca di Montezemolo'nun toplantısından da bir sonuç çıkmazsa bu iş bu kadar diyeceğiz gibi duruyor.

- Son bir not da spor dışı. Sansuresansur.org, Tutulma adlı bir videoyu yayınladı. Daha sonra Youtube'a da koydu ama belli ki bazı insanlar sansürlerini savunuyorlar. Youtube'a koyulan videoyu sakıncalı bulduklarını ileri sürüp kaldırtmışlar. Bazen içimden videodaki "dıt" sesini, "dıııııııııııtt" diye çeviresim geliyor bu insanlar için.