wimbledon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
wimbledon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Toparlamaca

Arasıra oluyor bana bunlar, yazamıyorum yazamıyorum sonra hepsini toplayıp bir kerede yazıyorum. Okumak üzere olduğunuz post da böyle birşey.

- Wimbledon finalini açtığımız anda Roddick, kendisine ilk seti kazandıran puanı alıyordu. 4 saat sonra düğüne gitmek için son seti 10-10 bıraktığımızda iki finalisti ayıran hiçbir şey yoktu hala. Setler 2-2, oyunlar 10-10, hatta skor da 15-15'ti yanılmıyorsam. Tek enteresan şey, o ana kadar Federer, bir kere bile Roddick'in servisini kıramamıştı. Aldığı iki set de tie-break'ten. Roddick ise sadece 2 oyun kırabilmişti, aldığı her set başına bir tane. Bir yandan da çok ciddi bir ace savaşları vardı kortta. Biliyorsunuz artık, Federer finali kazanmış durumda ve tarihte en fazla Grand Slam kazanma ünvanını ele geçirdi. Ama olay o değil. Maçı, kilitlenmiş bir eşitlikte bıraktığım için çok mutluyum aslında. Çünkü artık o maç, kazanmak veya kaybetmek için oynanmıyordu; sonsuzluğa berabere devam edecek ama hiç bitmeyecek şekilde paketlenip yollandı benim gözümde.

- Rijkaard'ın müzikal zevkini de okumuş olduk bu hafta. Nirvana'dan Pixies'e, The Smiths'ten Sex Pistols'a çok ciddi bir müzik zevki var çikolata renkli Hollandalı'nın. Flying Dutchman da güzel bir gönderme yapmış bu habere. Kendisinden sonra Barcelona teknik direktörü olan Guardiola'nın Coldplay aşkını biliyorduk ama güzel oldu adam gibi müzik zevki olan birinin takımımızın başına geçmesinin. Şimdi GS'de oyuncu olmak vardı.

- Formula 1 sonunda pistlere ve sadece pistlere dönmeye başlıyor. Haftasonu Almanya GP'si var. Nurburgring'de rövanş zamanı hatta. Button, rüya gibi geçirdiği sezonda çok istediği "home" yarışını Vettel'e kaptırmıştı. Şimdi de Vettel'in evindeyiz, Button için ayrıca bir motivasyon olabilir. Göreceğiz. Her ne kadar Button ve Brawn bu seneyi götürüyor gibi gözükse de Red Bull ve Vettel'in işin peşini bırakmaması güzel. Yine de Brawn, aynı rekabetçi seviyeyi seneye de korumak istiyorsa olabildiğince erken şampiyonlukları kapıp 2010'a konsantre olmalı, çünkü büyük takımlar şimdiden o işe kolları sıvadı.

- Tour de France devam ediyor. Gol Atan Kaleye, bir ara değindi bu konuya ama henüz gerisi gelmiş değil. 4. günde uzun zamandır yapılmayan zamana karşı etap koşuldu, Astana kazandı. Armstrong ile sarı mayo arasında da saliseler kaldı. Hem de bu sefer takım kaptanı değil. Ilerleyen günlerde bu konuya da değiniriz.

24 Haziran 2009 Çarşamba

SK Strikes Back


Serie A diyarından eyledim de geldim memlekete, baktım neler olmuş neler. Hap yapıp yutmaya çalışalım da günümüze geri gelelim:

- Kişisel bir not ile açayım, Italya'da iken rüyamda Galatasaray, Lyon'lu Fred'i transfer ediyordu. Sonra GS formalı Babel, bir maçta 3-4 kişiyi çalımlayıp uzaktan harika bir gol atıyordu. Hayırdır inşallah. Bu arada aklıma takıldı, GS'nin son siyahi oyuncusu kimdi? Song?

- En beklenmeyen haber Gökhan Zan. Herkes aynısını yazıyor zaten, yöneticilik başarısı ama sahadaki performansını bekleyip görelim. Yanlarına sağlam yabancı stoper alındı mı Emre Güngör ile Gökhan Zan, döne döne oynarlar gibi geliyor bana. "Rabbime sordum Cleveland dedi" misali, uefa.com'a sordum tamamdır dedi Zan transferi için. Zira bir transfer orada yayınlanıyorsa, tamamdır.

- Futbolda yurtdışına sarkalım biraz daha. Italya'da gönlümün attığı takım Livorno, Serie A'ya dönüş yaptı. Brescia'ya da bir sene daha Serie B yolları gözüktü böylece. Bordo beyazlıları alınlarından öpüyorum. Bundan sonra halı sahalara Livorno formamla arz-ı endam ederken yine başım dik olabilir.

- Wimbledon Nadalsız başladı ve devam ediyor. Yazı baskıya girdiği an itibariyle bir sürpriz yaşanmadı ve favoriler, favoriliklerinin keyfini sürüyorlar.

- Formula 1'de Ingiltere GP'si belki de son kez Silverstone'da koşuldu. Şu ana kadarki 7 yarışın 6sını kazanmış Ingiliz Button, o çok istediği ülkesinde yarış kazanma başarısına erişemedi. Hatta bu sezon ilk defa podyuma çıkamadı 6. olarak. Vettel ile Webber de duble yaptılar ve bu seneki duble geleneğini devam ettirmiş oldular. 8 yarışın 5inde kazananlar, duble ile kazandılar. 2 haftaya Almanya GP'si var. Bir not daha; Vettel'in kuru zemindeki ilk zaferi bu.

- Bir de Formula 1'in politik cephesi var. Artık geri dönüşü olmayan yolun kapısında FOTA takımları. Bugün son şans gibi gözüküyor, eğer bugün Paris'te FIA Başkanı Max Mosley ile FOTA ve Ferrari'nin başkanı Luca di Montezemolo'nun toplantısından da bir sonuç çıkmazsa bu iş bu kadar diyeceğiz gibi duruyor.

- Son bir not da spor dışı. Sansuresansur.org, Tutulma adlı bir videoyu yayınladı. Daha sonra Youtube'a da koydu ama belli ki bazı insanlar sansürlerini savunuyorlar. Youtube'a koyulan videoyu sakıncalı bulduklarını ileri sürüp kaldırtmışlar. Bazen içimden videodaki "dıt" sesini, "dıııııııııııtt" diye çeviresim geliyor bu insanlar için.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Nadal Wimbledon'da Yok

Bu sene Rafael Nadal'ın senesi olacak diye düşünmüştük Avustralya Açık ile sezon başlarken. Sert zeminde ilk turnuvasını, çok ciddi maçlar alarak kazanmış ve kendi önünü açmıştı. Ama şu anda en büyük rakibi yine kendisi. Dizindeki sakatlığından dolayı kendi çöplüğü Roland Garros'tan çabuk elenmiş ve Wimbledon'ın antreman turnuvası Queens'den de çekilmişti. Dün ve bugün yaptığı antreman maçları ile kendisini Wimbledon için deneyecekti. Gelen haberler maalesef negatif. Şampiyon, ünvanını korumak için çıkamayacak çim kortlara. 

Diz tendonlarındaki sakatlık, muhtemelen kariyerinin geri kalanını da etkileyecek ve genç Ispanyol'un potansiyelini ortaya koymasını engelleyecektir. Bir çeşit kortların Rıdvan'ı olacak yani, umarım yanılırım.