
Daha yeni Verdasco'yu 5 setle, 5 saatle geçmişti Rafa. Şu anda yine 4 saat 23 dakikada, yine 5 sette Federer'i yendi ve Avustralya Açık'ta ilk şampiyonluğunu elde etti.
3 günde 5 saatlik yarı final ve final oynamanın fiziksel zorluğu mu, yoksa Avustralya Açık'ta hiç kazanmamış Ispanya'nın uğursuzluğunun psikolojik zorluğu mu üstesinden gelinmesi daha büyük bir engel bilinmez ama Nadal hepsinin üstünden geldi. Hele son oyun vardı ki, Federer'in itirazları, hep takdir ettiğim tenis seyircisinin şaşırtan yuh'larıyla gittikçe gerilen ve sonunda kazananın deuce'tan belli olduğu bir oyundu.
Hemen notlara geçelim: Avustralya'nın Roger Federer'e olan hayranlığı inanılmaz seviyede. Rafa Nadal kazanmışken bile hala herkes Federer'e tezahürat yapıyor. Peki o napıyor? 2.'lik şiltini alırken hüngür hüngür ağlıyor. Bir eski şampiyonun gözyaşları, çaresizlikten mi acaba? 14. Grand Slam'e bu kadar yaklaşmışken kaybetmekten mi? Eminim çok zordur.
Ama belki tenisi tenis yapan, bu sporda yer alan insanların centilmenliği, sportmenliği. Federer ve Nadal gibi çok uzun süredir dünyanın 1-2 numarası olan iki kişinin dostluğu, birbirlerine olan saygısı, kaybedenin kazananı içten desteklemesi, kazanın kaybedeni rencide etmemek için elinden geleni yapması heryerde görülmeyecek hareketler gerçekten.
Hayatımda bazı şeyleri izlerken tarihe tanıklık ettiğimi biliyordum (Schumacher'li yıllar, Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kazanması, orijinal kadrolu Black Sabbath'i konserde görmek vs) ve bu final, diğer bütün Federer-Nadal finalleri ile birlikte, tarihin önemli parçalarından biri. Ne kadar teşekkür etsek azdır...