roger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
roger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Şubat 2009 Pazar

Insan Olmamak


Daha yeni Verdasco'yu 5 setle, 5 saatle geçmişti Rafa. Şu anda yine 4 saat 23 dakikada, yine 5 sette Federer'i yendi ve Avustralya Açık'ta ilk şampiyonluğunu elde etti. 

3 günde 5 saatlik yarı final ve final oynamanın fiziksel zorluğu mu, yoksa Avustralya Açık'ta hiç kazanmamış Ispanya'nın uğursuzluğunun psikolojik zorluğu mu üstesinden gelinmesi daha büyük bir engel bilinmez ama Nadal hepsinin üstünden geldi. Hele son oyun vardı ki, Federer'in itirazları, hep takdir ettiğim tenis seyircisinin şaşırtan yuh'larıyla gittikçe gerilen ve sonunda kazananın deuce'tan belli olduğu bir oyundu. 

Hemen notlara geçelim: Avustralya'nın Roger Federer'e olan hayranlığı inanılmaz seviyede. Rafa Nadal kazanmışken bile hala herkes Federer'e tezahürat yapıyor. Peki o napıyor? 2.'lik şiltini alırken hüngür hüngür ağlıyor. Bir eski şampiyonun gözyaşları, çaresizlikten mi acaba? 14. Grand Slam'e bu kadar yaklaşmışken kaybetmekten mi? Eminim çok zordur.

Ama belki tenisi tenis yapan, bu sporda yer alan insanların centilmenliği, sportmenliği. Federer ve Nadal gibi çok uzun süredir dünyanın 1-2 numarası olan iki kişinin dostluğu, birbirlerine olan saygısı, kaybedenin kazananı içten desteklemesi, kazanın kaybedeni rencide etmemek için elinden geleni yapması heryerde görülmeyecek hareketler gerçekten.

Hayatımda bazı şeyleri izlerken tarihe tanıklık ettiğimi biliyordum (Schumacher'li yıllar, Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kazanması, orijinal kadrolu Black Sabbath'i konserde görmek vs) ve bu final, diğer bütün Federer-Nadal finalleri ile birlikte, tarihin önemli parçalarından biri. Ne kadar teşekkür etsek azdır...

29 Ocak 2009 Perşembe

Topraktan Kahramanlar

Avustralya Açık, yine son dönemin klasik finaline doğru ilerliyor: Federer - Nadal. Federer finale çıktı bile, Nadal da set bile kaptırmadan yarı finalde. Nadal, vatandaşı Verdasco'yu da geçerse, ki heralde geçer, 1 Numara ile 2 Numara'yı bir kere de Grand Slam finalinde izleyeceğiz.

Her ne kadar bir sürü insan tarafından fiziksel olarak Federer'e benzetilsem de yine Ispanya-Ispanyol sempatim ağır basar ve Nadal'ı tutarım. Bir nevi teknik (Federer) vs fizik (Rafa). Yine Ispanyol tarafım ağır basıyor ve Nadal'ı tutuyorum şimdiden finalde. 

Bambaşka bir noktaya götüreceğim şimdi sizleri. Nadal her zaman toprak kortun kralı olarak bilinir. Istatistiklerle de kanıtlanan bu hükümdarlık, Nadal'ın geçen sene -artık sonunda- Wimbledon'ı alıp toprak hariç Grand Slam kazanmasıyla taçlandırıldı. 160 hafta Federer'in arkasında iki numarada bekledikten sonra ATP klasmanının tepesine ulaştı. Bu performansının devamını hayranları olarak bekliyoruz. Ve burada da gelmek istediğim noktaya ulaşıyoruz. 

Dünya Ralli Şampiyonası yıllar önce 2-3 atbaşı ile inanılmaz heyecanlara sahne olurdu. Petter Solberg, Marcus Gronholm toprak zeminde başa güreşirler, daha sonra sezonun asfalt bölümünde Sebastian Loeb onları geride bırakırdı ve böylece müthiş sezon finalleri olurdu. Bunların sonuncusunu yamulmuyosam 2003'te yaşadık. Sezonun son yarışına 4 şampiyon adayıyla girildi (Süper Lig de böyle olmasın sakın bu sezon), Richard Burns yarış başlamadan bayıldı ve çekildi (ve sonra beyin kanseri teşhisi koyuldu ve hayatını kaybetti; buradan kendisini anıyoruz), Carlos Sainz yarışta geride kaldı; son etaplarda üstünlüğü ele geçiren Solberg, Loeb'in önünde şampiyon oldu. Sonra mı? O günden beri Loeb şampiyon oluyor. Çünkü asfalt yarışların hepsini kazanan ama toprakta çuvallayan Fransız, toprakta da yarış kazanmaya başladı. 

Sizce Nadal da o yolda gider mi acaba? Zaman gösterecek, bu finalde başlayarak...