Hermann Tilke dizaynlarından biri olan pist, takvimdeki nadir saat yönünün tersine koşulan yarışlardan. Yokuş aşağı ve yukarı hareketleriyle enteresan bir yapısı olsa da Türkiye GP'sini asıl özel kılan şey 8. viraj. Sezonun pilotlar tarafından keyifle beklenen yarışlarından biri yapıyor bizim yarışı aslında tek başına, o derece. Herkes araç ayarlarını ona göre yapıyor, yarış öncesi hep orası konuşuluyor.
Üzülerek söylüyorum ki aslında bizim pistin başka da bir özelliği yok. Bir virajımız efsane, bi de son 3 viraj dikkat çekiyor. İki şikan içiçe gibi. O kadar. Maalesef. Evet belki bir Monza, Spa Francorchamps, Monaco olmasını bekleyemeyiz haliyle. O zaman takvime son senelerde eklenen yarışlarla kıyaslayalım bizimkini. Malezya sıcaklığı, yağmurları ve tribünleriyle anılıyor. Singapur gece yarışı zaten, yeri bambaşka. Çin GP'si aslında biraz sönük bu konuda, bir tek start düzlüğündeki enteresan yapısı var. Bir de ilk 3 virajları enteresan. Bir de Bahreyn GP'si var, daha henüz heyecanlı bir yarış izleyemedik orada. Bu sene Güvenlik Aracı'nın girmediği tek yarıştı Monaco'ya kadar. Bir de Valencia var, ilk yarışları ne kadar sıkıcı geçse de sokak yarışı, yani her an patlamaya hazır. Tekrar bakılınca aslında bizim yarışın ortalama bir pist olduğunu düşünebiliriz.
Ama ciddi bir seyirci problemimiz olduğu belli. Evet belki cuma antremanları önemli değil ama sıralama turlarının performansı da ondan iyi değil maalesef. Ama asıl ölçüt olan yarışta bile sınıfta kalıyoruz. Ilk senelerde hem sponsorların bedavaya dağıttığı biletler hem de meraktan dolan tribünler son 2 senede pek aynı seviyede kalamadı. Burada iki faktör önemli. Birincisi biletlerin pahalılığı. Piknik yaparak yarış izlemek isteyenler bile 90 Yetale ödüyor, kralından izlemek istiyorsanız 700 kafa çıkmak lazım. Dememe gerek var mı, beleş bilet yoksa ben bile gitmiyorum. Ikinci sıkıntı aslında bir yanlış anlamadan dolayı. Yarışa gidince önünde olmadığın yerlerin adam gibi takip edilemeyeceği düşünülüyor. Bir 2006'da bir tek kez gittim yarışlara, o da çok güzel bir deneyimdi. Önümdeki ekrandan gayet güzel bir şekilde yarışın göremediğim kısımlarını takip etmiştim.
Biraz da pistin "hiçliğin ortasında" olmasına rağmen akıllara zarar bir trafik olması. Sabancı Üniversitesi mezunu olarak Kurtköy'ün arka yollarını bilmeme rağmen sıkıntı çekmiştim. Bu konuda tam bir 2. Olimpiyat Stadı vakası. Bu tip şeylere aklımız çok ermiyor galiba. Neyse...
Biraz da yarışsal olarak bakalım piste. Massa'nın çok ciddi bir üstünlüğü var, 4 yarışın 3'ünü kazandı. Ilk yarışı ise o zamanların Mclaren pilotu Raikkonen kazanmıştı, yani Ferrari pilotları dışında burayı kazanan biri yok henüz. Önemli psikolojik bir avantaj bu. Monaco'da performansı ciddi bir şekilde artan Ferrari, sevdiği bir pistte yılın ilk galibiyeti için acayip bastıracaktır. Enteresan bir şekilde her takım çok iddialı açıklamalar yapıyor bu haftasonu için. Renault ciddi bir atılım yapacağını tekrarlıyor, çift katlı difüzörünü ilk kez yarıştıracak olan BMW Monaco kabusunu geride bırakmak istiyor, bir başka Monaco hüsranı Toyota da iddialı. Red Bull ve Italyan kardeşi de önemli aerodinamik yeniliklerle fark yaratmak istiyor. Brawn da sessiz sedasız geliyor ama onların iddiaları duruşlarında.
Benim tahminim Ferrari ile Brawn'ın arasının çok daha az olacağı, hemen arkalarında da bir Renault-Red Bull çekişmesi. BMW de şapkadan tavşan, yarıştan puan çıkarabilir. Bu haftalık iddaa köşemiz de bu kadar. (Bir süredir iddaa'daki F1 hakkında yazmak istiyorum aklıma geldi).
Daha çok konuşulur bizim üzerimize de gün bitti napalım. Yolu sevgiden geçen herkesle elbet bir gün bu blogda buluşmak üzere....
2 yorum:
Brawn Gp'nin düşünüldüğü kadar kolay kazanamayacağını düşünüyorum. Zaten kazanırlarsa ceketleri asıp gidelim.
Pist için Astronomik fiyatlar gerçekten boşluk bundan. Bir de bizim şehir dışı spor aktivitesi alışkanlığımız tartışılmalı. Sorun bu bence
Bence yarıştaki kilit Ferrari'nin gelişimi olacak. Aslında ortalama bi pist olarak Brawn'ın kazanmaması için hiç bir sebep yok, her türlü pistte güçlü olduklarını gösterdiler. Ferrari, yeteri kadar gelişme gösterip o performansı yakalarsa rekabet olur ancak.
Yorum Gönder