Galatasaray'ın geleceği hakkında öngörüleri daha yeni yazdık, üstündeki duman tüterken sabah okuduğum haberleri buraya iliştireyim dedim.
Sarı kırmızılıların, orta vadedeki hedefleri göz önünde bulundurarak ve Rijkaard'ın ismini kullanarak önemli transferler gerçekleştirmeyi hedeflemesi gerekir. Mustafa Sarp imzayı attı. Ama bir de medyanın GS'ye getirmeye çalıştığı isimler var. Orhan Şam, GS'nin uzun zamandır ilgilendiği bir oyuncu. Uğur gayet güzel bir şekilde yazmış PCLionFC'ye, kendim çok uzatmayacağım. Ama nedense Orhan Şam denince aklıma kendi kalesine attığı goller geliyor. Defans için adı geçen diğer bir oyuncu da Khinizasvili (veya öyle bir şey). Tugay'ın eski takım arkadaşı Gürcü oyuncuyu hemen hemen hiç tanımıyorum, belli olan tek şey var: Eğer ülkemize gelirse spor spikerlerinin ciddi sıkıntı çekeceği. Yine de çizdiğimiz Galatasaray vizyonuna uygun bir oyuncu mu, düşünmek lazım. Elimizdeki kozları kullanarak mesela Lucas Neill'in alınması daha uygun olmaz mı? İş imzaya kaldı diyorlar, hiç de fena olmaz. Hem de Avustralyalı dayanışması ile Kewell'ın da performansı artabilir.
Ama bir isim var ki takılmış durumdayım. Rijkaard ile Barcelona'nın kurduğu iyi ilişkilerden bize düşen Gudjohnsen olacakmış. Barcelona'da bulunduğum 2006-2007 sezonunda Eto'o yerine oynuyordu Izlandalı, Kamerunlu'nun sakatlanmasının ardından. Gerçekten saç baş yolduran, şehri kendine düşman edinen bir forvetti. Bir de Sarı Fırtına lakabı takılmış kendisine, bırakın Beşiktaşlı Metin'de kalsın o lakap. Zamanında Fenerbahçe ile adı geçerken sevindiğim bir oyuncuydu, fanatik damarımın kabardığı anlarda. Mantıklı bir yöneticinin bunun yerine yapması gereken genç 3-4 Türk forveti almak, en azından bir tanesinin tutacağını hesaplayarak. Üstüne para da kalır. Demem odur ki, aman!! Sakın!!
Içimi rahatlatan bir tek nokta var şu anda transfer konusunda. Yukarıdaki isimlerden Neill hariç diğerlerine soru işaretiyle bakarım, ama zaten Galatasaray transfer komitesi (Haldun ile Üstünel biraderler yani) son yıllarda adı geçen kimseyi imzalamıyor. Onun yerine daha iyi oyuncuları şapkadan çıkarıyorlar.
Transfer sezonunun bu balonlarını, heyecanını o kadar özlüyorum ki sezonun ilk haftalarında bir içim burkuluyor. Maçlar çok gerçek, çok değiştirilemez geliyor. Sonuçta zaten önemli olan gidilen yer değil de yolun kendisi değil midir? Ronaldinho mu dediniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder