25 Ağustos 2009 Salı

Diyarbakır Üstünden Nereye Gidiyoruz?

Dün akşam maçı izlemedim ama dikkatle maçı izleyenlerin de bugün futbol hakkında yazmadıklarını görüyorum. Ben tamamen dışarıdan bir göz olarak aşağıdaki satırları yazacağım.

Dün akşamki Diyarbakırspor - Fenerbahçe karşılaşması hakkında canımı sıkan çok konu oldu. Sırayla paylaşayım ve size de fikirlerinizi sorayım dedim:

- Ilk önce akşam, Aziz Yıldırım'ın açıklamalarını gördüm o yüzden oradan başlıyorum. Yıldırım, maç sonunda mikrofonlara Fenerbahçe'nin Diyarbakırspor'u yenmesinin doğal olduğunu ve Diyarbakırlıların bu tavrı devam ederse geldiklere yere (2. lige) düşeceklerini söyledi. Ultras'ta da yazdığı gibi, aslında Diyarbakır'daki maçlarda 5-4 olan Diyarbakır üstünlüğü dünkü maç ile eşitlenmiş bulunuyor. Yani Fener'in Diyarbakır'ı yendiği gibi, Diyarbakır'ın da Fener'i yenmesi normal karşılanabilir. Kaldı ki futbolu sevmemizin sebeplerinden biri de bilinmezliği. Küçücük bir takım, gelip kocaman bir devi yenebiliyor. Ayrıca, Fener Diyarbakır'ı devamlı yense bile, Aziz Yıldırım'ın bunu bu kadar rahat bir şekilde mikrofonlara söylüyor olması bir futbolsever olarak midemi bulandırdı. Bu düşüncenin böyle dile getirilmesi, getirilebilmesi, Aziz Yıldırım'ın bunu bu kadar rahatça düşünmesi ve normal olduğunu iddia etmesi aklıma kendisinin bir sözünü daha hatırlattı: "Artık maçları saha dışında kazanıldığını öğrendik". Bir de ikinci lig mevzuu var. Anlaşılan Aziz Yıldırım için Diyarbakırspor'un memleketi ikinci lig ve Süper Lig'de bulunmaları bir lütuf. Yaramazlık yaparlarsa geri gidecekler. Hatta demeç öyle bir veriliyor ki Aziz Yıldırım sanki kendi yollayacak Diyarbakırspor'u ikinci lige.

- Sonra Diyarbakırspor başkanı Çetin Sümer'in dediklerini okudum. Dün akşam olan olayların hepsinden kendi yönetimini, takımını ve camiasını çekip çıkarmış ve sütten çıkmış ak kaşık ilan etmiş. Sahaya atılan maddeleri Galatasaraylılar'a, şeref tribününde Fenerbahçeli yöneticilere yer ayrılmamasını Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne, maçtan sonra yaşanan olayları da emniyet güçlerine mal etmiş. Diyarbakır'da ciddi bir Galatasaray sempatisi olduğunu gittiğim zaman gözlerimle gördüm; ayrıca bir sürü maçta, sahadaki rakibin ezeli rakiplerinin bayraklarını, atkılarını veya pankartlarını taşıyan çok tribüne de şahit oldum. Ama bu, dün akşamki olayları o takıma mal etmeyi gerektirmez. Belli ki hem klubün içinde, hem de şehirde çok ciddi sıkıntılar var. Yoksa niye takımları öndeyken böyle bir harekete başvursunlar? Bir de Sümer'in şu sözü çok ilgimi çekti: "Aziz Yıldırım'a ..... daha önce edilen küfürleri unutturmak istedik, hem de hemşerimiz, Hoşgeldin Büyük Başkan pankartı hazırlattık...". Yani bir Süper Lig takımının başkanı, başka bir Süper Lig takımının başkanına tribün misali pankart hazırlatıyor.

- Son nokta olarak da Hürriyet'e değineyim. Yukarıda linklediğim haberin başlığı "Sümer, GS taraftarını sorumlu tuttu". Bir haberin daha çok okunmasını isteyebilirsiniz ama bu kadar provokasyon olduğu açık, başlık ile Fenerbahçe-Diyarbakırspor arasındaki bir gerginliği başka yerlere de yaymak ve yıllardır utandığımız holigan futbol sahnesinin oluşmasından başka ne işe yarıyor ki?

Dediğim gibi, bunlar benim gördüklerim ve düşüncelerimi paylaşmak istediklerim. Herkesin aynı düşünceye sahip olmasını bekleyemem, o yüzden sizin de düşüncelerini merak ediyorum bu konuda.

Hiç yorum yok: