Bir süredir yazamadım, Istanbul dışındaydım. Hatta Galatasaray maçını izleyemedim bile. Ama bugün bomba gibi bir dönüş niyetindeyim. Gün içinde yarış, akşama da Ali Sami Yen.
Yarış ile başlayalım. Formula 1 camiası, yaz tatilinden sonra Valencia'da tekrar buluştu. Belki çok daha enteresan ve ilgi çekici olabilirdi bu yarış ama Michael Schumacher, geri dönüşünden vazgeçince biraz havası kaçtı açıkçası. Gözler, enteresan geçen sezondaki mücadeleye döndü.
Mclaren, dün yapılan sıralama turlarında ilk sırayı kaparak Macaristan'daki yarış galibiyetlerinin şansa olmadığını göstermiş oldu. Hemen arkalarından şampiyonluk yarışı başlıyor. Barrichello, Vettel ve Button, 3-4-5. bile olsalar aslında gridin en gergin yerini oluşturuyorlar. Hemen benzin yüklerine bakalım bu anda. Mclaren'ler çok ciddi hafifler. Bir yandan da KERS ile beraber startta geçileceklerini zannetmiyorum. Bundan sonrası tamamen pit stratejileri ile gidecek onlar için, tahminim Hamilton'ın şansı olduğu ama Kovalainen en fazla 3. olur bence. Vettel ise sezon boyunca genelde yaptığı gibi Brawn'lardan daha hafif. Onun için tek şans, ilk turda iki Brawn'ı da arkada bırakıp arayı açması. Yoksa yarışın ilerleyen anlarında avantajı gittikçe eriyecek. Bu 3lünün hemen arkasında Raikkonen var. Brawn'larla aynı ağırlıkta ama KERSli. Yani startta olacak olay Brawn'lar sıra kaybetmemeye, Vettel ile Raikkonen de Mclaren'lerin peşine takılmaya bakacak. Bir de sürpriz kupon oynayalım; eğer Raikkonen, startta 3.lüğe yerleşirse yarışı alır.
Peki Raikkonen'in takım arkadaşı? Blogda yazmaya fırsatım olmadı ama hepiniz biliyorsunuzdur, Ferrari test pilotu Luca Badoer yarışıyor Massa'nın yerine. Beklentiler çok yüksek değildi ama sonuncu olmasını da beklemiyordum ben. Evet 10 yıldır yarışmıyor olabilir, evet zaten kariyerinde puan bile almış değil, ama nolursa olsun sonunculuk (hem de gridin başından sonuna bu kadar yakınken en yakın rakibinden 2 saniye geride kalmak) büyük rezilliktir. "Bu haftasonu aslında bir test" lafları, ancak hayalkırıklığının üstündeki kiraz olabilir.
Nico Rosberg ve Mark Webber, 7 ve 9. olsalar da ciddi benzin yükleri ile yarışta sessiz bir yükselişte olacaklardır. 8. olan Alonso ise hafif ve hayalkırıklığı. Ev sahibi olduğu yarışta artık çok bir beklentimiz yok. Yakınlarda gelecek "2010 Formula 1 Transfer Sezonu" postunda adı daha fazla geçecek onun.
Iki sürpriz vardı sıralama turlarında. Biri Alonso'nun yeni takım arkadaşı Romain Grosjean. Nelsinho'dan bizi kurtaran adam, ilk yarışında 14. olarak son derece iyi bir performans sergiledi. Yarışta ne yapacağını göreceğiz. Öbürü de Sutil. Force India pilotu, bir süredir ciddi şekilde puanların kapısını çalıyordu, yine önemli bir şansı var. Şeytanın bacağını kırmasını biz de hevesle bekliyoruz. Bir de geçen yarışın acemisi Toro Rosso pilotu Alguersuari var. Genç Ispanyol, gridin en yaşlısı Luca Badoer'e duacı olmalı, o olmasa sonuncu olacaktı. Yine yakından takip edeceğimiz bir performans.
Valencia, geçen seneki ilk yarışında son derece sıkıcıydı. Bu sene değişeceğini umuyoruz ama aslında pit stop stratejileri haricinde yine çok heyecanlı olacağını beklemiyorum. Zaten padokta dolaşan dedikodulardan biri bu seneki yarışın Valencia'nın sonuncusu olacağı. Takvime girmek için bu kadar ciddi adaylar varken Valencia'da kalmak hata olur zaten. Yarın (akşam olmaz maç var) yarış yazısıyla yine çıkarım zaten karşınıza.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder