kadikoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kadikoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Nisan 2009 Salı

Emre Belozoglu Dolari

Yukarida gordugunuz para, pazar aksami Ali Sami Yen kapalisinda dagitildi desteler halinde. Simdi iki farkli bakis acisi yazicam, sizin ne dusundugunuzu soracagim sonra da.

Birincisi, bunun, bir taraftar grubunun sevmedigi bir insana attigi zararsiz bir tas olarak gorulmesi olabilir. Kimse kimseyi sevmek zorunda degil, bunu da esprili, kimseye zarar vermeyen bir yolla gostermisler diyebiliriz. Yani ifade ozgurlugu kategorisine giriyor yapilan.

Ikincisi de birinin kisilik haklarina saldiri, eziklik ve bunu bu tip yollarla ortaya koymak olarak dusunebiliriz. Hem Emre'nin yuzunu paraya koyarak ona "bes paraliksin" diye bir laf atma hem de United Gays of Kadikoy diyerek seksist bir yaklasim var. 

Sahne senin blogosfer!

11 Nisan 2009 Cumartesi

Derby Della Bosfor

Belki Mclaren ihracın eşiğinde, Çin GP'sine bi hafta kaldı ve diffuser problemi çözülmek üzere ama galiba bu aralar onları yazamayacağım; hepimize malum olduğu gibi bu hafta sonu Türkiye'nin en güzel maçı Galatasaray-Fenerbahçe maçı var. 

Aslında bir sürü güzel futblogcu var, derbiyi bir süredir zaten yakından takip eden, enteresan inceleme yazıları yazan. Yeni ne katabilirim diye düşünsem de adı "ezeli rakip ebedi dost" olan bir blogun buna değinmemesi abesle iştikal. 

Bir kere şöyle bir mini araştırmayı gözler önüne sereyim. Yabancı basın acaba ne yazıyor diye merak ettim, Google'da "Galatasaray Fenerbahce Derby" yazdım. Sadece Türkçe sayfalar çıktı karşıma, yani dünyanın en büyük 3-4 derbisinden biri Dünya'nın pek de umrunda değil. Yalnız UEFA'nın sayfasındaki şu haberi atlamayalım, arada bahsetmişler. 

Peki taraftar psikolojileri nasıl maçtan önce? Malumunuz, iki takımın da sezonu tatsız-berbat ekseninde geçiyor, nadir maçlar hariç. Tat açısından, Galatasaray'ın ufak bir üstünlüğü var. Avrupa'da güzel bir kaç maç gördük, ligde bazı dominant galibiyetler vardı. Fener'in bu konuda bi Hacettepe kuşatması vardı, onun da çok arkası gelmedi. Tabi durumlar böyle olunca iki takımın taraftarları da heyecandan çatlamıyor. Hatta "mümkün olsa iki takım birden 0 puan alırdı bu maçtan" diye yorumlar bile var. Tabi ki die-hard fanatiklerin kıvamı daha farklı. Hazır nanemolla geçen sezonun acısının çıkma maçı. Kadıköydeki maçların direk Fener'e yazılmasından dolayı asıl rekabet daha çok Ali Sami Yen'de yaşanıyor. Eğer Fener alırsa "iki maçta da koduk" olacak, Cimbom alırsa sezon güzel bi Fener galibiyeti ile kapanacak içler rahat olacak. Yani dalga konuları şimdiden hazır, pazartesi ofiste kan akacak - berabere bitmezse.

Ayrıca iki takımın da savunmasında ciddi eksikler olması, eğlencenin bir daveti. Güzel ataklar, melaikelerin kaleyi koruduğu anlar ve bahtlı-bahtsız pozisyonların bol olacağını düşünüyorum. Mücadelenin yüksek ama futbol seviyesinin vasat çizgisinin etkisinden kurtulamayacağı bir maç bekliyorum açıkçası. Tabi ki sonunda da Galatasaray kazansın istiyorum. 

Bakın hiç Emre konusuna değinmedim, tansiyonu yükseltmedim, iyi oynayan kazansın'cıyım. Şunu belirteyim, Emre'nin ilk Italya'ya gittiği yıldan beri küçükken Fenerli olduğunu ve Aziz Yıldırım'ın yıllardır Emre'yi almak için "shake that ass"ini yırttığını biliyordum. Yani bu transfer benim için hiç sürpriz olmadı, bayadır kendimi alıştırmıştım. Yine de Fener için destekten çok töstek olmuştur. Kısacası Emre'ye küfredip soprano sesimi yırtmicam, takımıma tezahürat etmeyi yeğlerim. Hepinizi öperim.

20 Mart 2009 Cuma

Hamburger Olduk

Hep boyle Star Spor tarzi bir baslik atmak istemistim, kismet buguneymis.

Galatasaray zoru sever. Elinde tek bir gercek stoperin varken ve o da deplasmanda kirmizi kart gormusken 1-1 ile donmek hakkaten kolay bir is degildi. Ama kendi sahanda 2-0 ondeyken ve oynun kontrolu sendeyken turu kendi ellerinle hediye etmek de kolay bir is degil. Ama Galatasaray, zor islerin takimi...

Baros'un penalti pozisyonunu gormedim, o yuzden yazmiyorum (bknz. yazmadim bile) ama ikinci gol bana stadda sahane gozuktu. Zaten daha olay bir kanat organizasyonu iken belliydi, demistim GS bu pozisyonlari sever diye icimden. Arda, Lincoln, Baros gibi yetenekli adamlar bazen oyle goller atiyor ki sevinmeden once ilk bi algilama sureci, sonra inanma sureci yasiyorsun, 1-2 dakika sonra tam anlamiyla cosup seviniyosun. O da oleydi aslinda. Ki mac hic de o kivamda baslamisti.

Ilk bilmem kac dakika adam top bile gormedi takim. Ne zaman top bize gecti, yuksek yuzdeli paslarla oyunun temposunu istedigimiz hale getirdik, o zaman bizim icin mac basladi. Yalniz ayagi top yapan iki stoperinin olmasini dezavantajini hafif de olsa yasadik; iki stoper de defansta top yapmaya basladi. Tribunlerde her pozisyon "ulaan geldi geldi, vur vur" sesleri yankilandi. Neyse sonra ilk gol, devre arasi, ikinci gol derken akillar Sami Yen'den Monaco'ya kura cekimine baglandi. 

Nolduysa da bundan sonra oldu zaten. Sahadakiler de salteri indirince ilk gol geldi, sonrasinda avaz avaz bagiran ikinci gol de gelince "Bordeaux Strikes Back" moduna girildi. Ama nasilsa Sabri var derken o da cikti. Yerine de Hasan Sas girdi.

Hakkaten korkuyodum Hasan'dan, saatli bomba; ya Hamburg'a patlayacakti ya da elimizde. Ama ben bekliyordum ki Hasan, macin bu gidisatina isyanindan hirs basar, ya kirmizi kart gorur ya da bir yerlerini sakatlar diye bekliyordum. Ama en ufak bir hirs yoktu, en ufak bir beceri de yoktu. Yuhalanmasina karsi ciksam da galiba artik Hasan Sas, takimdaki abi rolu ile saha disinda Galatasaray icin daha yararli. Saha icinde maalesef ayni seyi soyleyemicem. Uzdun beni Sas.

Ufak bir iyiler kotuler de yapalim. Kewell, Arda ve Baros sahaneydi, Hakan Balta her zamanki gibi saglamdi. Sabri bence hayatinin topunu oynadi, ilk yarida ince paslar, ari gibi calisma ve bu sefer bal da yapma filan, kendini asti kisaca. Lincoln'e artik "auf wiedersehen" deme vakti geldi, boyle sevilen bir adam oyundan cikarken yuhalaniyorsa tamamdir artik. Hasan'dan bahsettik zaten. Nonda kayiplarda. 

Macta nadir guzellikler de yok diildi. Simdi aci bi gulumseme ile hatirlasak da Eski Aciktaki pankart cok guzeldi. Tayyip'in stada geldiginde tek bir vucut halinde yuhalanmasi gecenin en guzel goruntulerindendi. Ugursuzlugunu da pesine takip getirmis. Mac sonunda yine gordum onu, yazisi burada. Mehmet Guven'in girmemesi de geceye pozitif olarak gecti. Haberlere henuz bakmadim ama galiba Florya'yi da kimse basmadi; demek ki genel olarak bir ilerleme mevcut (eger Florya basildiysa editlerim bu kismi ne de olsa).

Gel de bu takimi lig icin motive et simdi. 

19 Mart 2009 Perşembe

Ceyrek Final Icin

Hamburg maci alindigi zaman son 8'e kalinmis oluyor. Oradan ver elini Nisan ayinda Avrupa maclari. Kadikoy'e 4, kupaya 5 mac! Heyecan artiyor, ates seni cagiriyor!