Ilk yarıda Elano'nun rakip yarı sahada devamlı düşürülmesini es geçerken taraftarlığımın verdiği şekilde tepkiliydim. Aynı hareketler Güçlü'lere yapılınca çalıyor, bize çalınmıyor diye sinirleniyordum, klasik maç tripleri, çocukça.
Ama ikinci yarı başlayınca, görevini yeteri kadar yerine getirememenin acısıyla hareket etmeye başladı anlaşılan Koray Bey. Ilk yarıdaki çifte standartlığına ek olarak düdük çalmadığı bazı pozisyonlarla, maçın nereye gitmesini istediğini çok açık ve net bir şekilde gösterdi.
En başta Aydın'ın ceza sahasına girerken yerde kaldığı pozisyon var, rakibin arkadan tekme attığı, yetmediği ve ikinciyi geçirdiği pozisyon. Koray'ın devam dediği ama aslen kıpkırmızı kart olan. Zaten iki dakika sonra da sakatlanarak oyundan çıktı Aydın.
Daha sonra yine aynı kanatta, çizgi üstünde Ediz'in Uğur'a çifte dalması var. Uğur'un çığlığının bütün televizyonlardan duyulduğu. Koray'ın es geçtiği.
Bir de dayanamayıp artık skora etki etme isteği ile coştuğu ikinci gol var, bir Koray resitali. Tehlikeli pozisyon tam savuşturulamamışken, birazdan golü atacak oyuncunun ilk önce defansı sonra kaleciyi çok net taban göstererek geçtiği pozisyon. Serhat Ulueren'i tanıyan var mı, bir barkovizyon gösterisi hazırlatmak istiyorum. Söz, hep beraber mangal yapıp izlicez açıkhavada.
Alex Ferguson, dünkü maçlarından sonra "yurtdışında kasabın köpeği kadar fit hakemler var" demiş. O yurtdışı, burası değil, o konuda içim rahat. Ne de olsa 3 sene şampiyonluk sözü, Daum'u takımın başına getirerek verilmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder