Yıl 2004. Kardeşimin Italya'da okumaya başlaması zamanlarıydı, ilk defa gittiğim bu ülkedeki herşeye meraklıydım. Onu yerleştirme hengamesinden zaman ayırdım, bankadan biletimi aldım (evet orada bankalardan alınıyor maç bileti). Sonra da San Siro'da maç izlemek için metroya bindim.
2004-2005 sezonunun başlangıç maçıydı AC Milan - Livorno. Milan, son şampiyon. Taraftar stadı doldurmuş, biz de renklerimizi belli etmek açısından Galatasaray t-shirt'ü ile gittik maça. San Siro devasa, dört kulenin arasına kurulmuş bir zindan gibi neredeyse. Yeni değil, sadece devasa. 10 sene içinde Mad Max'in yeni filminde kullanılabilir. Turist kafası, bir de Milan bayrağı aldık. Maç havasına girmek için.
Içeride, bir kale arkasında tribünler coşarken, öbür tribündekiler nispeten daha suskunlardı. Bir taraf meşaleler yakıp tezahüratlar yaparlarken öbür taraf bir tek koreografi ve bir tek tezahürat ile maçı bitirdi. Bir tarafa aşık oldum, öbür taraf sınıfta kaldı. Aşık olduğum taraf Che, SSCB, Küba ve Irak bayraklarının doldurduğu Livorno tarafıydı.
Livorno'nun 55 yıllık Serie A özlemine son verdiği maça gitme şerefine bilmeden nail olmuştum. Hem de ne başlangıç. Komünist Livorno, Berlusconi'nin takımı son şampiyon AC Milan'a karşı, San Siro'da. Ve 2-2 berabere bitiyor maç. Iki golü de Lucarelli atıyor. Maç sırasında Curva Sud'u susturan Livorno taraftarları, maçtan sonra da kendilerine yağan yabancı maddeleri aynen sahiplerine nişanlıyordu. Yorumcuların sahalarda görmek istemedikleri ama taraftarların övüneceği bir performans. Livorno aşkım o gün başladı, ertesi gün de dükkan dükkan forma aradım.
Aradan yıllar geçti, Italya'da hala Livorno sempatizanıyım. Serie B'ye inişleri ve geri çıkışlarını uzaktan da olsa takip ettim. Ama en çok üzen olaylardan biri, Livorno'nun yerel çocuğu ve kahramanı Lucarelli'nin çok sevdiği takımından ayrılmasıydı. Shaktar Donetsk ve Parma maceralarından sonra Luca, evine geri döndü sonunda.
Evinin yanına kütüphane açan bir futbolcuyu, takımının taraftarlarını gözaltına alındıkları deplasman karakolundan otobüs tutup kaçıran bir adamı nasıl sevmezsiniz ki? Veya Rusya'dakinden çok SSCB bayrağını tribünlerinde dalgalandıran, işgal altındaki Irak'ı destekleyen, meşalenin yanında şişme bebek sallayan Livorno taraftarlarına nasıl gıbta ile bakmazsınız? Sonunda star-crossed lovers birleşti.
Not: Kaynak burada.
2 yorum:
Kaynak belirtebilirmisiniz?
Cok cok sevindirici bir haber, cok mutlu oldum
haklısın hemen ekleyeyim yazının sonuna
Yorum Gönder