Sezonun hem en önemli hem de en önemsiz karşılaşmalarından biri olarak yazılacak heralde bu akşamki Tobol maçı. Önemli çünkü bu tip küçük takımlara karşı gardı düşük yakalanmak daha olası, hem de rakibin ligi çoktan başlamış ve ne yapacağını bilen bir rakip ise. Önemsiz çünkü daha temmuz ve uzun (olacağına inandığımız) bir yolun başlangıcının başlangıcı.
Çok fazla teknik taktik yazılacak bir maç değildi, neyse ki yanımda bir arkadaşım vardı da uyumadım hatta. Ama aklımda kalan bazı şeyler var. Bir kere gençlerle başlamak hem onlara güven ve zaman vermek açısından hem de asıl takımı erken forma sokup sezonun kritik haftalarında form düşüklüğüne sokmamak açısından önemli. Yarı suni bile olsa Rijkaard, gençlere şans veren bir hoca kimliğine bürünür artık. Ama o zaman insan soruyor, her hazırlık maçında oynatıp beğendiğin Emre Çolak nerede? Çok rahat bu maçta oynayabilecek ve oyuna katkı sağlayabilecek bir isimdi oysa ki. Ayrıca yine Sabri'nin kullandığı duran toplara kalmazdık, inşallah bir gün o hastalığı da atıcaz üstümüzden. Eskiden Hasan Şaş'ın kullandığı kısa kornerler vardı, onun gibi bu da.
Alpaslan'a da bir paragraf açalım. Benim sevdiğim bir oyuncu, bu akşamki oynu veya kırmızı kartı düşüncelerimi çok da etkilemedi. Kendisine gösterilen iki sarı kartın da ağır olduğunu düşünüyorum, keza birincisinde önce kaymasına rağmen sonradan ayağını çekmişti. Yine de emin olmak için tekrar izlemem lazım. Nolursa olsun Alpaslan'ın Volkan Yaman'dan daha nitelikli bir sol taraf yedeği olacağına inanıyorum.
Bir de özlemişiz stadlarla elektriklerin gitmesini. Ben ilk yarı bitti zannetmiştim, daha devamı varmış.
Maçı sıktık sıktık bu kadar suyu çıktı, haftaya Ali Sami Yen'de canlı canlı sezonu açtığımızda daha enteresan şeyler yazacağımıza eminim. Ayrıca yarın bir sonraki tur için kura çekimleri var, hem Fenerbahçe'nin hem de muhtemelen Galatasaray'ın rakiplerini de öğrenmiş olacağız. O bile bu akşamki maçtan daha aksiyon olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder